MEVLÂNA SEVGİSİ
HASAN - ÂLİ YÜCEL
Eskiden Mevlâna, Mevlevîler arasında ve Mevlevî tetkiklerinde anılır okunur ve söylenirdi. Bunun pek az istisnası vardı. Meselâ bizim çocukluğumuzda merhum Esad Dede destarlı sikkesi ve derviş hırkasile Fatilı camisinde Mesnevi okurdu.. Okuturdu ama cemaati seyrekti, hocalar ona pek de muhabbetli nazarlarla bakmazlardı. Babamın götürdüğü bu ayetli, hadisli okutulan mesnevi derslerinde sarıklı hiç kimseyi görmüş değilim. Bugün öyle mi ?
Artık Mevlâna bir Türk evlâdı olarak millî mefahirimizden biri olmuştur. Bütün dünyanın "Büyük adam„ bellediği Mevlâna, artık "Beni yabancı tutmayın; ben da sizin ilinizdenim!„ demek ihtiyacını duymıyacek kadar bizim olmuş, Türk aydınları tarafından benimsenmiştir. Sarahatte dalâlete itibar olmıyacağı kaidesine göre apaçık "Aslım Türktür„ diyen Mevlâna'yı hiç bir millet Türkelinden alamaz. Bu demek, Mevlâna, yalınız Türklerindir, demek değildir. Onun gibi Tanrı aşkını bütün beşer kıymetlerinin üstünde görüp gösteren bir insan, şüphesiz bir topluluğun tek elinde hapsedilemez. Mevlâna, bütün insanlığın malıdır. Onu her millet, fakat- ancak bu mâna ile Mevlâna'yı kendinin sayabilir.
Mevlâna niçin bu kadar çok seviliyor? Bunun cevabı açıktır. Bir defa Mevlâna, dediğim dedik diyen dogmatik zihniyeti reddetmiş bir insandır. Onun için hiç " mutaassıp „ değildir. Nazarında tek ehemmiyetli şey " Tanrı'yı sevmek ve Tanrı'nın sevgisine ermektir. „ " Mahbub ı İlâhî „ olmayı onun kadar derin duymuş Âdem evlâdı nâdirdir.
Bu mertebeye erdiği için Mevlâna'da hınç, kin, intikam, nefret gibi menfî duygular yoktur. Sevgisi üniverseldir; her saye sâridir. Bundan dolayı da "müsamahalı,, olmuştur. Düşmanlarını bile dost görmüştür.
Onda tam bir hayat olan "Muhammedi ahlâk „ bütün duyan ve düşünen insanlığı ona hayran etmiştir. Mevlâna'dan söz ederken gözünün yaşını tutamıyan dostum bir Alman Profesörünü buna bir misal diye gösterebilirim. Mevlâna'yı halâ şeriat dışı görenlerin gözlerindeki bulutları kaldırmak için bu türlü yağmurlara muhtaç olduklarını söylemeye ihtiyaç var mı?
Mevlâna sevgisinin sebeplerini şöyle özetliyebiliriz :
1 - Mevlâna'yı seviyoruz. Çünkü: o, herşeyi sevmiştir.
2 - Onun için herşey, ancak bir şeydir. O da Tanrı'dır, bütün sevgileri Tanrı'da toplıyan Mevlâna'yı sevmek Hak aşkının bir temrinidir.
3 - Mevlâna, dostların dostu, hattâ düşmanların dostudur. Bu dostlar arasında bulunmak, bizim için ilâhî bir içgüdüdür.
4 - Mevlâna, Peygamberimizin hayatında bulunmıyan bütün mezheplerin üstünde, yani doğrudan doğruya ona bağlı bir " Muhammedi „ dir. Tanrıya varmanın tek yolu olarak onu bulmuştur.
5 - Mevlâna Tanrı'ya, yaradan'a nisbetle bütün varlıkları kıymetli bulmuştur. Benzinin sarılığı sebebini soranlara " Eshab ı Kehf „ in " Kıtmîr „ ine kendisini benzetmesi, İlâhî bir tevazuun cevabıdır.
Onu sevmemizin sebebleri bu kadar mı? Sayılması güç denecek kadar çok vasıflarile Mevlâna'yı seviyoruz. Mevlâna bizimdir ve biz onunuz, daha ötesi var mı?
Ney Dergisi - Yıl: 1954 Sayı:1