Semazen Akademik sayfalar hakkında düşünceleriniz?
İdare eder, Güzel, Daha güzel olabilir, Çok güzel, Çok Kötü
REKLAM ALANI
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Hz. Mevlanadan Bir Gazel - KONUŞAN EV, DUYMAYAN İNSAN
Haydar Murad HEPSEV
(Hz. Mevlanadan Bir Gazel) niçin uyanmıyor neden bir kimse bile bu kafile halkından? ömür yüklerini halbuki ecel hırsızı götürmeye gelmişken.
30 Aralık 2008

(Hz. Mevlanadan Bir Gazel)

niçin uyanmıyor neden bir kimse bile bu kafile halkından?

ömür yüklerini halbuki ecel hırsızı götürmeye gelmişken.

 

KONUŞAN EV, DUYMAYAN İNSAN

 

Divan-ı Kebir (Büyük Divan), Hz. Mevlana"nın önemli kitabı Mesnevi"nin tamamlayıcısı sayılan diğer büyük eseridir. Aruzun 24 değişik bahrindeki vezinlerle söylenmiş 24 ayrı divanın bir araya getirilmesiyle meydana gelmiş, hacimce büyük bir eser olduğundan Divan-ı Kebir denilmiştir. Kitaptaki şiirlerin çoğunluğu sanki Şems-i Tebrizi"nin ağzından söylenmiş gibidir, mahlas yerinde çoğunlukla onun ismi geçer, bu yüzden ayrıca Divan-ı Şems-i Tebrizi diye de adlandırılmıştır.

Rubailer daha büyük bir oranda yer alır, Divan-ı Kebir"de. Hz. Mevlana (o zamana kadar daha çok tefekkürün ifade vasıtası olarak kullanılan) rubai nazım şeklindeki eserlerinde, aşkın coşkunluğunu anlatmış; rubai türüne bir nevi küçük gazel havası vermiştir. Gazellerindeyse cezbeli ve dalgalı, duygulu ve heyecanlı ruh hallerini derin bir tasavvuf neşvesiyle terennüm etmiştir. Bunu yaparken o mürşidane ve hakimane edası her adımda sezilmektedir. Mesnevi ile karşılaştırıldığında, Divan-ı Kebir"de tasavvufun coşku (vecd) tarafına, Mesnevi"deyse irfan tarafına ağırlık verildiği söylenebilir. Lakin ikisi de, Mevlana Celaleddin Rumi (kuddise sirruh) hazretlerinin manevi deryasının doğusu ve batısı gibidirler; iki ayrı yön gibidirler lakin birbirinden ayrılamazlar.

 

Aşağıda bugünkü dille ifadeye çalıştığımız gazeli en çok bilinenlerden biridir, bugün bile taptazedir; bugünkü halimizi ne muazzam bir yetkinlikle ortaya sermektedir.

 

GAZEL

 

niçin uyanmıyor neden bir kimse bile bu kafile halkından?

ömür yüklerini hâlbuki ecel hırsızı götürmeye gelmişken.

neden uyanmıyorsun hırsızın hakkından niçin gelmiyorsun,

neden kızıyorsun üstelik haber verenlere haydudun yaklaştığından?

suyun üstüne nakış çizmez boşuna söylemez onlar,

mübarektir onlar haberdar eden öğüt veren yol gösteren.

 

adamın biri evine şöyle derdi, konuşurdu her gün

yıkılma sakın ey hane bana söylemeden haber vermeden;

bir gece ansızın lakin çöktü ev adamın başına,

n"oldu sana ey hane nerede senin sözün, ne yaptın?

demedim miydi sana ben bir haber ver bana

çoluk çocuğumu kurtarayım kaçayım buradan,

söylemedin ey hane bir kere bile, hakkım vardı sende

yıkıldın üstüme birden, inlettin beni öldürdün.

 

dile geldi hane cevap verdi tane tane konuştu:

gece gündüz nice zaman ihtar ettim söyledim sana ben

yaklaştı sonum benim vakit geldi gidiyorum ben,

gücüm kuvvetim kalmadı, yarık ve çatlak doldu her yanım.

kızmıştın bana oysa çamur tıkamıştın ağızlarıma

söyletmemiştin beni hırsla, güya onarmıştın sen

bırakmadın ki konuşayım bildireyim sana

ey mimarların büyüğü ağız açtığım her yeri tıkadın.

 

vücudun evindir senin ey hasta, öğren bunu iyice

dertler duvardaki çatlağındır, zahmetler yarıkların,

samanlı çamura benzer türlü haplar rengarenk ilaçlar,

aldatırsın kendini kapadım sanırsın yarıkları, oyalanırsın

açtığında ağzını vücudun gidiciyim ben diye

doktor gelir ilaçla sıvar, doldurur içini ağzının,

başındaki bu ağrı ölüm şarabının humarıdır

menekşe şurubu ve nar şerbeti aciz kalır tedaviden,

gerçeği örtmüş olursun ancak bir süre saklamış

lakin neyi gizleyeceksin sırların hepsini bilenden.

 

iç şarabını sakınmanın, yönel hakkın ilacına

sür tövbe merhemini, bağışlanmak dile yaratandan

tut nabzını gönlünün, kalbini yokla, gözet kendini:

yararlı bir şey var mı kabında hayırlı bir eserin?

sığın rabbine, ölmezlik suyunun sahibi olayım dersen

tavsiyem şudur sana bir nefes bile ayrılma ondan.

 

derse sana bir kimse ne gereği var istemenin

de ki ona sen, istenmeyi odur isteyen.

mürid ne demektir diyorsun, mürid isteyendir

muradına erendir avı olup avlayanın,

 

istemeseydi beni eğer talip olmasaydı bana

nedir o halde, sararan yüzüm, didârı görememekten

gamzesi onun aşk okuyla vurmasaydı beni

nedendir kalbimdeki kan, gözümde kanlı yaşlar nereden?

 

güz baharın mürididir sararıp âh çeken,

erişmez mi sevdiğine, efendisine baharların,

baharı özleyip de hazân bile diriliyorken

hak müridinin işi ne, arasında ölülerin?

bahçeye bir bak da gör bitkilerin ahvalini

çiçek açıyor meyve veriyor tohumu iyi olan.

 

sen de bürün bahar gibi öğütlerin yeşil kisvesine

dostum sakin ol hamûş* artık hâl dilin görünsün.

 

şems-i tebrizinin cemalinin hürmetine

sun bize aşk şarabından, ey ihsanı bol yüce rabbim…

 

*Hamûş, “suskun, sessiz” anlamına gelir. Hz. Mevlana"nın mahlasıdır; onun büyük tevazuunun bir göstergesidir.

 

* Bu nazmen tercüme, H.M. Hepsev"in Şiir Bilgisi (Mayıs 1992, Farsça aslıyla birlikte s.18–25) kitabında yayınlanmıştır.

 

 

Makaleler
MEVLANA’NIN ADALET FELSEFESİ  -Dr. Ergin Ergül  (07 Aralık 2017)
NÛR ORDUSU  -Ahmet ŞAHİN  (20 Mayıs 2016)
HAZRETİ PEYGAMBERİN YAKINLARI  -Ahmet ŞAHİN  (22 Nisan 2016)
Mevlânâ'ya Göre Evlilik ve Aile  -Prof. Dr. Abdulhakim Yüce  (23 Şubat 2013)
Hz. Mevlâna’nın Eğitim Anlayışı  -Muhammed ACIYAN  (19 Ekim 2012)
Mevlana’nın Şemaili Hakkında Yanılgılar  -Muhammet ACIYAN  (12 Temmuz 2012)
İstanbul'da Mevlevîlik  -Ekrem Işın  (22 Haziran 2012)
Türk Edebiyatında Edebî Tefekkür Anlayışı  -Ahmet ŞAHİN  (20 Mayıs 2012)
Şihabüd-din Sühreverdi  -Semâ Âdabı  (07 Ocak 2012)
MESNEVÎ’NİN ÖNSÖZÜ VE DİBACESİ  -Tahir-ül Mevlevî  (06 Ocak 2012)
TAHiR-ÜL MEVLEVÎ, HAYATI VE ESERLERi  -Sadi Aytan  (06 Ocak 2012)
TASAVVUFÎ ŞİİR  -Ahmet ŞAHİN  (03 Ocak 2012)
Mevlevî Müziği ve Sema'  -Hakan Talu  (01 Ocak 2012)
Mevlana Perspektifinden Hukuk Devleti İlkesi  -Ergin Ergül  (13 Aralık 2011)
Mevlana Perspektifinden Stratejik Düşünce  -Ergin Ergül  (13 Aralık 2011)
MEVLÂNÂ’NIN ESERLERİNDE İNSANIN MANEVÎ GÖRÜNÜŞLERİ  -PROF. DR. KERİM ZEMANİ  (13 Aralık 2011)
SONSUZLUK SUSKUNLUĞUMDA SAKLI!  -Hatice Sedef Ergül  (11 Aralık 2011)
SIRR-I MA‘NEVÎ - İnceleme-Metin  -Dr. Ekrem BEKTAŞ  (03 Kasım 2011)
Kur'ân'ın Mânevî Bir Tefsiri Mesnevi  -Doç. Dr. Hüseyin Güllüce  (14 Temmuz 2011)
MEVLANA’DA ÜZÜM  -R. Bahar AKARPINAR  (20 Mayıs 2011)
EHLİYET VE LİYAKAT KAVRAMLARI  -Gülgün YAZICI  (20 Mayıs 2011)
SÜLEYMAN BELHÎ AİLESİ VE SON MEVLEVÎ POSTNİŞÎNLERİ  -Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÖZ  (19 Mayıs 2011)
AŞK BAHÇESİNİN İNLEYEN BÜLBÜLÜ: YAMAN DEDE  -Hatice Sedef Ergül  (08 Mayıs 2011)
MİLLÎ SECİYYE  -Ahmet ŞAHİN  (08 Mayıs 2011)
YÂ RESÛLULLAH!..  -Ahmet ŞAHİN  (18 Nisan 2011)
BATI DÜNYASINDA MEVLÂNA ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR  -Prof. Dr. Mehmet AYDIN  (12 Nisan 2011)
MESNEVİ TERCÜMESİNİN MUKADDİMESİ  -Eva de Vitray Meyerovitch (Havva Hanım)  (12 Nisan 2011)
Şems-i Tebrizi'nin Evrensel Mesajları  -Kazım Öztürk  (20 Mart 2011)
Mevlana Öğütlerinin Sosyal Açıdan Önemi  -Kazım ÖZTÜRK  (20 Mart 2011)
MEVLANANIN TEFEKKÜR DÜNYASI  -Kazım Öztürk  (20 Mart 2011)
Hz. MEVLANA'DA ASK  -Dr. Mehmet ÖNDER  (13 Ocak 2011)
MEVLÂNÂ VE DEVLET ERKÂNI  -Can ALPGÜVENÇ  (31 Aralık 2010)
KÂİNÂTIN GÜLÜ’NE  -Ahmet ŞAHİN  (30 Aralık 2010)