Semazen Akademik sayfalar hakkında düşünceleriniz?
İdare eder, Güzel, Daha güzel olabilir, Çok güzel, Çok Kötü
REKLAM ALANI
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Hazan, O'nun eteklerinden dökülen aşktır
İsmail Fatih Maraşbey
Hazan, Mevlâna'nın eteklerinden dökülen aşktır. Bir hazan mevsimlik hayattır Mevlâna'nın hayatı.
27 Haziran 2008
 

Hazan, O'nun eteklerinden dökülen aşktır

 

Ve eylül... Rüzgâr, yağmalanmış yüreklerimizi terkisine atıp korktuğumuz kıyamın sonsuzluk ayinini başlatırken biz hasatsız mevsim sonlarına terk ettik gözyaşlarımızı. Hayatlarımız, sonsuzluğa doğru adanış hicreti; âlemden âleme savrulup kesretten vahdaniyete yürüyüş cehdimiz. Bu bir yolculuk. Ezelî nefesin savurmasıyla ebede sürükleniş. Zamanın ve mekânın, ruh yolculuğunda inkisara uğradığı ve ruha ıstıraplar yüklediği kesik bir yolculuk. O'nun için şeb-i arus, bizim için hicran olan davetli bir sefer.

Hazan mevsimi, zaman kütüğünün son çeyreğinde sararmış kandiller gibi titrek ve naif el sallıyor. Güz yağmurları, ince ince yağarken sararmış yaprakları toprakla vuslata indirirken usulca bizim içimizde musalla mevsimleri saltanat nağmeleri mırıldanır sadırlarımıza. Oysa hazan, Mevlâna'nın eteklerinden dökülen aşktır. Bir hazan mevsimlik hayattır Mevlâna'nın hayatı. Eylülde doğup aralıkta düğün yapmak, selim yürekli insanların göze alabileceği aşka hazır oluşluk hali. Oysa bizim, afaki kovalama döngüsünün hudutsuz yelpazesinde, yarış atları gibi nefes nefese koşuşumuzun hitamında varabildiğimiz menzil, Mevlâna'nın aşka tutunmak için kendi ekseninde tek dönüşte kat etmiş olduğu yol mesabesinde bile değil. Bizimkisi ummandan bir katreye şekil verme uğraşının zeveban noktası olmasına karşılık bir eli yokluğun hazinelerine uzanan bu büyük zatı anlatmakta yetersiz kalmaktayız. Çünkü biz Mevlâna'nın gönül ikliminin kapısı önünde yüreklerimizi üzerine koyduğumuz örslerde tepeletme azim ve iradesinden azade sürgün kelimelerimizin nihan çığlıklarıyla onun peşinde sürüklenen zerrelerin savruluşunu anlatabiliyoruz ancak. Bu da sathın çeperlerine astığımız masal menevişleri gibi yüreklerimize sahte bir bahar havası sunuyor. Teselliler ırmağında yıkanıyoruz.

Mevlâna'ya göre aşk, sevgilide yok olmaktır. Başında mezarının taşı, sırtına yüklendiği mezarı ve tennûresiyle kefenlenmiş bir aşkı taşımak ancak kendi benliğini mutlak vahdetin potasında eriten aşk yolcularının marifetidir. Biz Mevlâna'da bunu görürüz. O'nun ifadesiyle "Aşk, varlığını Hakk'ın rahmetinde yok bilmektir."'Tam anlamıyla kesretten vahdete bir yolculuktur O'nda aşk. "O bende benimle ilgili bir şey bırakmadı" derken O, benliğine ait ne varsa bırakıp sevgiliye öyle yönelmiştir. Biz bundan uzağız. Bozkırın ortasında devesini kaybetmiş bir bedevinin devesi için çırpınıp gözyaşı dökerken göstermiş olduğu vuslat iştiyakının artık zerresini taşımıyor bizim sekülerleşen Müslüman yüreklerimiz.

Mevlâna, nefsin yedi tepesinde yedi savaşın ateşinde gönlünü yakan ve bu yangınla kılıcını bileyip kendini yontan ilâhi aşkın peşinde sürüklenen Allah dostu. Heybesinde aşktan gayri ekmeği olmayan Mevlâna "Hamdım, piştim, yandım"demek suretiyle aşkın yakıcı ikliminde kendi ruh hamurunu adeta yeniden yoğurmuş ve ateşe vermişti. Ney gibi inlemenin adıydı erdemli insan Mevlâna'da. Sazlığından/cennetten kopartılan, sararıncaya kadar kurutulan/pişen, içinde kamışa ait/nefse ait ne varsa kopartılıp yakılan, "Hu"dan gayrisine inlemeyen/kul olmayan, tek o sese teşne, bir elif haline gelen kamışın/Müslüman'ın hicretidir hayat.

İçinde kat kat gurbetler yaşayarak hakiki vuslatın hasretiyle inleyip anlamlanan hal ehlinin semidir Mevlâna'nın Şemsi. Mevlâna da bu Şems'in seminde yaktı nefse ait ne kadar gayrilik varsa. Öğretisini tamamlayan Şems, ansızın sır olup gitti. Mevlâna ise sadece aşkın mertebelerinde yükseldikçe yandı yandıkça yükseldi öyle bir makama oturdu ki artık orada kendisi dahi yoktu.
Bir çağrının evrensel seslendiricisi ve soluğu olan Mevlâna, kendini en güzel şöyle tarif eder:

"Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim

Ben Hz. Muhammed'in ayağının tozuyum

Biri benden bundan başkasını naklederse

Ondan da bizarım, o sözden de bizarım"

O'nu anlamada zorluk çeken ehl-i İslâm'ın bazı düşük zevatı O'nunla ilgili çok galiz ifadeler sarf etmektedirler. Bunlar kalıp adamları. Özün nefesini idrakten yoksun yürek fukarası, fikirleri iğdiş edilmiş gölgeler halinde mezar talancılığı yapmaktadırlar. Diğer taraftan Mevlâna'yı İslâm'ın dışında hümanizmin sözüm ona masum vitrininde heykelleştirme gayretleri sürekli yapılagelmiştir. "Ne olursan ol gel" sözüne indirgenmiş bir Mevlâna'nın ruh kökünü anlamaya yetmeyecek bir iddianın seslendiriciliğini yapanlar, baskın folklorik bir Mevlâna aşkını yaygınlaştırmak hevesindeler. Ama O bundan da münezzehtir.

Kısaca hazana doğan güneşin, yağmur mevsimi yağmur kuşlarının gözyaşı gibi toprağa bir damla olarak düşüşüdür Mevlâna'nın hayatı. 0 damlada ne ummanlar gizli ki hâlâ sızıntısı ulaşıyor dudaklarımıza kadar.


 Yedi İklim Dergisi - Mevlana Özel sayısı

 

Makaleler
MEVLANA’NIN ADALET FELSEFESİ  -Dr. Ergin Ergül  (07 Aralık 2017)
NÛR ORDUSU  -Ahmet ŞAHİN  (20 Mayıs 2016)
HAZRETİ PEYGAMBERİN YAKINLARI  -Ahmet ŞAHİN  (22 Nisan 2016)
Mevlânâ'ya Göre Evlilik ve Aile  -Prof. Dr. Abdulhakim Yüce  (23 Şubat 2013)
Hz. Mevlâna’nın Eğitim Anlayışı  -Muhammed ACIYAN  (19 Ekim 2012)
Mevlana’nın Şemaili Hakkında Yanılgılar  -Muhammet ACIYAN  (12 Temmuz 2012)
İstanbul'da Mevlevîlik  -Ekrem Işın  (22 Haziran 2012)
Türk Edebiyatında Edebî Tefekkür Anlayışı  -Ahmet ŞAHİN  (20 Mayıs 2012)
Şihabüd-din Sühreverdi  -Semâ Âdabı  (07 Ocak 2012)
MESNEVÎ’NİN ÖNSÖZÜ VE DİBACESİ  -Tahir-ül Mevlevî  (06 Ocak 2012)
TAHiR-ÜL MEVLEVÎ, HAYATI VE ESERLERi  -Sadi Aytan  (06 Ocak 2012)
TASAVVUFÎ ŞİİR  -Ahmet ŞAHİN  (03 Ocak 2012)
Mevlevî Müziği ve Sema'  -Hakan Talu  (01 Ocak 2012)
Mevlana Perspektifinden Hukuk Devleti İlkesi  -Ergin Ergül  (13 Aralık 2011)
Mevlana Perspektifinden Stratejik Düşünce  -Ergin Ergül  (13 Aralık 2011)
MEVLÂNÂ’NIN ESERLERİNDE İNSANIN MANEVÎ GÖRÜNÜŞLERİ  -PROF. DR. KERİM ZEMANİ  (13 Aralık 2011)
SONSUZLUK SUSKUNLUĞUMDA SAKLI!  -Hatice Sedef Ergül  (11 Aralık 2011)
SIRR-I MA‘NEVÎ - İnceleme-Metin  -Dr. Ekrem BEKTAŞ  (03 Kasım 2011)
Kur'ân'ın Mânevî Bir Tefsiri Mesnevi  -Doç. Dr. Hüseyin Güllüce  (14 Temmuz 2011)
MEVLANA’DA ÜZÜM  -R. Bahar AKARPINAR  (20 Mayıs 2011)
EHLİYET VE LİYAKAT KAVRAMLARI  -Gülgün YAZICI  (20 Mayıs 2011)
SÜLEYMAN BELHÎ AİLESİ VE SON MEVLEVÎ POSTNİŞÎNLERİ  -Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÖZ  (19 Mayıs 2011)
AŞK BAHÇESİNİN İNLEYEN BÜLBÜLÜ: YAMAN DEDE  -Hatice Sedef Ergül  (08 Mayıs 2011)
MİLLÎ SECİYYE  -Ahmet ŞAHİN  (08 Mayıs 2011)
YÂ RESÛLULLAH!..  -Ahmet ŞAHİN  (18 Nisan 2011)
BATI DÜNYASINDA MEVLÂNA ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR  -Prof. Dr. Mehmet AYDIN  (12 Nisan 2011)
MESNEVİ TERCÜMESİNİN MUKADDİMESİ  -Eva de Vitray Meyerovitch (Havva Hanım)  (12 Nisan 2011)
Şems-i Tebrizi'nin Evrensel Mesajları  -Kazım Öztürk  (20 Mart 2011)
Mevlana Öğütlerinin Sosyal Açıdan Önemi  -Kazım ÖZTÜRK  (20 Mart 2011)
MEVLANANIN TEFEKKÜR DÜNYASI  -Kazım Öztürk  (20 Mart 2011)
Hz. MEVLANA'DA ASK  -Dr. Mehmet ÖNDER  (13 Ocak 2011)
MEVLÂNÂ VE DEVLET ERKÂNI  -Can ALPGÜVENÇ  (31 Aralık 2010)
KÂİNÂTIN GÜLÜ’NE  -Ahmet ŞAHİN  (30 Aralık 2010)