Semazen Akademik sayfalar hakkında düşünceleriniz?
İdare eder, Güzel, Daha güzel olabilir, Çok güzel, Çok Kötü
REKLAM ALANI
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
XVI. YY.DA HAZIRLANMIŞ BİR MESNEVİ TEZHİBİ
Prof. Dr. Çiçek DERMAN
XVI. YY.DA HAZIRLANMIŞ BİR MESNEVİ TEZHİBİ
07 Mayıs 2008

X. MİLLİ MEVLANA KONGRESİ

 

XVI. YY.DA HAZIRLANMIŞ BİR MESNEVİ TEZHİBİ

Prof. Dr. Çiçek DERMAN

Tezhip sanatı, İslâm'ın kitabı Kur'ân-ı Kerîm'in yazılı nüshası olan mushafların gözlere en muhteşem ve cazibeli biçimiyle görünmesini temîn gayretinden doğmuştur, denilse yeridir. Ancak İslâmiyeti şerh ve tefsir etmek gayesinde olan kitaplar için de bu özen gösterilmiştir. Mesnevi nüshaları da bu sınıfta yer alan eserlerden olup kütüphane ve müzelerimizde müstesna örneklerine rastlanmaktadır.

Bu tebliğde size tanıtacağımız Mesnevi nüshası Süleymaniye kütüphanesi - Damad İbrahim Paşa, 756'da kayıdlı olup, 310 x 210 mm eb'âdında 337 varaktan meydana gelmiştir ve 45 mm kalınlığındadır. Hicrî 966 yılında yazılmış ve tahminen yine bu sıralarda nakkaşhanede tezhiplenmiştir.

Hattatı, Ahmed bin Mehemmedü'l-Üskübî'dir; bezemesiz bırakılan ketebe kaydında (v.337a) eserin, Muharrem ayı evâili, Pazartesi, 966 'da tamamlandığı belirtilmiştir ki, bu tarih de 16 Ekim 1558 karşılığıdır. Kaynaklarda hattatı hakkında bir bilgiye rastlanamayan 26 043 beyitlik bu Mesnevi, Osmanlı hürde ta'lîkı ile yazılmıştır. 206 x 131 mm yazı alanı dört sütun üzere tertip edilmiş olup her satır iki beyit taşımaktadır. Sütun araları ince altın cetvelle ayrılmıştır. Zamanımıza temiz bir durumda korunarak gelebilen bu Mesnevi'nin kabı siyah deriden ve mıklebsizdir. Salbekli şemse ve köşebendler mülemma' olarak bezenmiştir. Kenarsuyunun yer almadığı kap deseni çok sade olup, tığ yok denecek kadar kısadır. Şemse ve köşebendlerde sadece hatâyı gurubu motiflerle serbest desen bulunmaktadır.

Kab içi, vişne çürüğü renginde deridendir, üzerindeki ufak ve zarif salbekli şemse, üstten ayırma tarzında işlenmiştir. Şemsenin yan kısmından başlayan serbest desen, hatayı motifleriyle hazırlanmıştır. Salbeklerle birlikte şemsenin boyu 120 mm'dir. Yazmanın sırt kısmında desen ve yazı yoktur.

Metin kısmı is mürekkebi yanında lal mürekkebi, zer mürekkep, yeşil mürekkep ve mavi mürekkebin bir arada kullanılmasıyla yazılmıştır.

Yazma eserin tamamında yazı alanı 4 mm eninde cetvellerle sınırlanmıştır:

2 mm tahrirli altın cetvel, yanında kuzu cetveli ve dışta lâciverd cetvel.

Metin içinde yer alan duraklar, bâzan mıstar, bâzan da yazı üzerinde bulunan, çapı 2 mm civarındaki tahrirsiz altın noktalardan ibarettir.

Bu Mesnevî'nin ( v.la ) zahriyesinde tezhip yoktur, sadece eserin Damad İbrahim Paşa ( 1660-1730 ) tarafından, kendi kütüphanesine vakfedildiğini gösteren bir mühür bulunmaktadır.

Hepsi bir kap altında toplanmış Mesnevî'nin altı kitabının hiç biri için zahriye tezhibi işlenmemiştir. Her kitabın baş kısmında yer almış olan 6 farkla unvan tezhibi ile birinci ve üçüncü kitapların baş kısmında 2 serlevha tezhibi vardır.(1)

Serlevha ve unvan sayfalarının üstünde bulunan kitabelerde, mat parlatılmış altınlı kitap ismi mahalli, başlık yazılmadan bırakılmıştır. Yine eserin içinde yer alan 6 kitabın bitiş sayfalarında -yer olduğu halde- bezemeye rastlanmamıştır. (2) serlevha tezhibi, çok farklı işlenmiş olup uzun inceleme neticesinde benzer noktalar bulunsa da, bunların tarz ve görünüşü çok farklıdır. Kitap kabı ve tezhibiyle orijinal olan bu yazma eserin bezenmesinde hazırlandığı devir için alışık olmadığımız; hem birbirine benzeyen, hem de çok farklı görünen iki değişik üslûbun yer alması sebebiyle incelemeye değer bularak tebliğ konusu yapılmıştır.

Klâsik Osmanlı üslûbu yanında, Tîmurlu tezhibindeki Şîraz ve Herat üslûblarının XV. yy.da Osmanlı kitap sanatlarına tesirinin bir geç dönem uygulamasıdır .

Motiflerde, renklerde tarhlara ayırmada ve uygulanan bezeme açısından son derece farklı iki üslûbun aynı kitapta bir arada yer alması, tezhip kaidelerine de uymamaktadır. Yazma eser tezhibinde, eserin tamamında yer alan bezemenin birlik içinde olması esastır. Bu beraberlik, motiflerde, renklerde ve üslûpta mümkün olduğu kadar korunmaya çalışılır. Aksi halde eser, toplama örnekler görünümünde olur. Bilhassa XVI. asırda bu kaide özenle korunmuştur.

Serlevha tezhibi: (v.lb ve v.2a )

İnce ve temiz bir fırça ile bezenen bu dîbâçe metni, Osmanlı hürde ta'lîk hattıyla yazılmıştır. Mat ve parlak olarak münavebeli kullanılan sarı altın ile koyu bedahşî lâciverdi rengin hâkim olduğu tezhip, üç kenarda yer alan üç kubbe ile zenginleştirilmiştir. Alt ve üstte yer alan kitabe tezhiblerinde, köşelerde iğne perdahtı zeminde mavi renkle rûmi ve pembe renkle hatâyı motifleri tahrirsizdir. Boş bırakılan yazı tarhı mat altın olup, dışta yer alan parlak altınla işlenmiş ramilerin bulunduğu çerçeve tahrirlidir.

1/4 simetrili kitabe deseni, kırmızı altın çizgi veya dolantı bulut motifıyle zenginleştirilmiştir. Bulut motifini bir de şiarda görüyoruz, kubbe deseninde kullanılmamıştır. 1/2 simetrili kubbe tezhibi zer-ender-zer olup kalın siyah bir tahrir ile sınırlanmıştır. En dışta çekilen ve tığları taşıyan lâciverd tahrir ile bezeme sona erer.

Bu eserin tezhibinde bolca kullanılan kirli pembe renk, diğer renklerle pek güzel bir uyum sağlamıştır.

Bu varakların yazı zemini ince fırça zer-efşanı ile bezenmiştir.

Unvan tezhibi: ( v.3b )

Arasuyu ile beraber 125 x 54 mm eb'âdında olan bu alanda, 1/4 simetrili desen işlenmiştir. Hatâyı gurubu motifler içinde yekberk ve cihârpenç motiflerinin bol kullanıldığı görülür. Kubbe kısmı, zer-ender-zer tarzında hazırlanmış ve lâciverd şiarla süslenmiştir.

2 mm eninde ve üzeri noktalarla süslü arasuyu, tarhları ayırma görevini yapmaktadır.

Unvan tezhibi: (v.53b)

1/4 simetrili desen siyah ve lâciverd zemin üzerine işlenen çift tahrir tarlada hatâyı gurubu motiflerle bezenmiştir. Lâciverd zeminde yoğun kullanılan altın alışılmışın hilâfına sonradan mührelenerek parlatılmış görünümdedir.

Serlevha tezhibi: ( v.101b ve 102a )

Baş kısmında Besmele'nin yer aldığı bu varaklardaki, kobalt mavisi ve altın zemin üzerine işlenen tezhibin motifleri, çift tahrir veya havalı ismiyle bilinen üslûbdadır. Tarhları ayırma görevini yapan iplik ve ramilerde bile tahrir çekilmemiştir. Önceden sürülen kobalt mavisi zemin üzerine serbest fırçayla uygulanan ve tirfillere, fazlaca yer verilen bezemede, motif zenginliği yoktur. Cihârpenç motifinin çoğunlukta olduğu yoğun işçilik dikkat çekmektedir.

Mat parlatılmış altın zemin üzerindeki kırmızı, limon küfü yeşili ramileri tahrirsiz bırakılmıştır. Ufak alanlarda iğne perdahtı yapılmış ve desen altın zeminde daha seyrek işlenmiştir.

Duraklar mıstar üzerinde değildir. Yazının üstünde ve l mm'lik altın noktadır.

Kobalt mavisi zemin bitiminde yer alan altın iplik tahrirsiz olup, lâciverd tığların başlangıcıdır.

İki serlevha tezhibini mukayese edersek;

Sadece tığarın tıpatıp aynı olduğunu görürüz. Bunun haricinde, üslûp farkından dolayı birinci serlevhada yer alan motif zenginliği, burada yoktur, iç pervaz bulunmaz. Bedahşî lâciverdi ile kobalt mavisi zeminler farklıdır. Birinci serlevhada görülen renk zenginliği burada yoktur ve iğne perdahına daha geniş yer verilmiştir.

Şîraz ve Herat üslûbunun Osmanlı nakkaşhanesine aksetmesi ve Tîmurlu-Osmanlı sanat münasebetleri neticesi kazanılan bu serbest uygulama, daha sonraki devirlerde gelişerek kendini bulmuş ve mükemmel örnekleri yapılmıştır.

Unvan tezhibi: (v. 102b)

Üçüncü kitabın başlangıcı olan bu bezeme, siyah ve kirli pembe zemine yoğun işlenmiş çift tahrir tarzında hatâyı motifleriyle dolu ve iğne perdahtı ile süslüdür.

Kenarsuyu, mat altın zemin üzerine kırmızı renk ve serbest fırçayla tek helezon üzerinde pençler işlenmiştir.

Yüze gülen cıvıl cıvıl işçilik yoktur. Belki tahrirsiz oluşu, belki de alışık olmadığımız zemin renkleri bu görünüşü vermektedir.

Unvan tezhibi: ( v. 163b )

Dördüncü kitabın unvanı olup 57 x 125 mm eb'âdında 1/4 simetrili klâsik tarzda işlenmiş pek güzel bir bezemedir, iç pervazı, zer-ender-zer tarzında kitâbeli zencerek yapılmıştır. Ortada bulunan ve içi boş bırakılan yazı alanı, bulut motifleriyle tarhlara ayrılmıştır. Bedahşî lâciverdi zemin üzerinde kırmızı altın bulut motifîyle az renkli hatâyı motifleri yer alır.

30 mm uzunluğundaki tığlar, altın tahrirli rûmi ile arasında bulunan helezonlar üzerinde lâciverd çift tahrir hatâyîlerden meydana getirilmiştir.

Aynı varakta alt kısımda yer alan iki koltuk tezhibi, ahârli zemine tahrirli altın ile hatâyı gurubu motiflerle serbest kompozisyon işlenmiştir. Zeminde kalan boşluklar kırmızı üç nokta ile doldurulmuş, zarif, şirin bir bezemedir.

İkisinde de aynı desenin uygulandığı bu koltuklar, 38 x 32 mm' dir.

Unvan tezhibi: ( v.214b )

Cetvellerle birlikte 55 x 127 mm eb'âdında olup lA simetrili desen, şiarla sona erer. Lâcivert zemin ve iç pervaz, çift tahrir olarak hatâyı gurubu motiflerle işlenmiştir. Yazı alanını içten iğne perdahtı çevreler.

Unvan tezhibi: ( v.272b )

Eser içinde yer alan altıncı kitabın başıdır. Tarhlara ayırma dışında, aynı renkler, aynı motifler ve aynı fırçayla hazırlanmıştır. Diğerlerinden farklı bir özelliği olmayan bu unvan tezhibinin alt kısmında, yazının iki kenarında bulunan ve kenarsuyu ile 65 x 14 mm eb'âdında olan iki koltuk tezhibi vardır. Zemin mat altın olup tek helezon üzerinde sıralanan /içlerden meydana gelmiştir. Zemin, üç nokta iğne perdahtı ile süslenmiştir.

Kimbilir, ne kadar uzun bir sürede tezhiplenen bu Mesnevî-i Şerif nüshasının tanıtımını 20 dakikaya sığdırabilmek mecburiyetinde oluşumdan dolayı müsamahanıza sığınıyorum.

 


1 Bir yazma eserde zahriye sayfasından sonraki iki sayfada karşılıklı aynı tezhip yeralmış ise serlevha; eğer sadece metin başında ve bir sayfada bezeme varsa buna unvan tezhibi denir. Bir eserde birkaç serlevha ve bahis başı, fasıl veya bölüm başı kadar unvan tezhibi olabilir.

2 Tanındı, Zeren: An fllumınated Manuscnpt of the Wandenng Scholar Ibn Al-Jazan and the Wandenng Illumınators Betzoeen Tabrtz, Shıraz, Herat, Bursa, Edirne, istanbul tn the 15îh Century, Turkish Art, lO.Congres international d'art turc, Geneve - 1999. s.649-650.


 

Makaleler
MEVLANA’NIN ADALET FELSEFESİ  -Dr. Ergin Ergül  (07 Aralık 2017)
NÛR ORDUSU  -Ahmet ŞAHİN  (20 Mayıs 2016)
HAZRETİ PEYGAMBERİN YAKINLARI  -Ahmet ŞAHİN  (22 Nisan 2016)
Mevlânâ'ya Göre Evlilik ve Aile  -Prof. Dr. Abdulhakim Yüce  (23 Şubat 2013)
Hz. Mevlâna’nın Eğitim Anlayışı  -Muhammed ACIYAN  (19 Ekim 2012)
Mevlana’nın Şemaili Hakkında Yanılgılar  -Muhammet ACIYAN  (12 Temmuz 2012)
İstanbul'da Mevlevîlik  -Ekrem Işın  (22 Haziran 2012)
Türk Edebiyatında Edebî Tefekkür Anlayışı  -Ahmet ŞAHİN  (20 Mayıs 2012)
Şihabüd-din Sühreverdi  -Semâ Âdabı  (07 Ocak 2012)
MESNEVÎ’NİN ÖNSÖZÜ VE DİBACESİ  -Tahir-ül Mevlevî  (06 Ocak 2012)
TAHiR-ÜL MEVLEVÎ, HAYATI VE ESERLERi  -Sadi Aytan  (06 Ocak 2012)
TASAVVUFÎ ŞİİR  -Ahmet ŞAHİN  (03 Ocak 2012)
Mevlevî Müziği ve Sema'  -Hakan Talu  (01 Ocak 2012)
Mevlana Perspektifinden Hukuk Devleti İlkesi  -Ergin Ergül  (13 Aralık 2011)
Mevlana Perspektifinden Stratejik Düşünce  -Ergin Ergül  (13 Aralık 2011)
MEVLÂNÂ’NIN ESERLERİNDE İNSANIN MANEVÎ GÖRÜNÜŞLERİ  -PROF. DR. KERİM ZEMANİ  (13 Aralık 2011)
SONSUZLUK SUSKUNLUĞUMDA SAKLI!  -Hatice Sedef Ergül  (11 Aralık 2011)
SIRR-I MA‘NEVÎ - İnceleme-Metin  -Dr. Ekrem BEKTAŞ  (03 Kasım 2011)
Kur'ân'ın Mânevî Bir Tefsiri Mesnevi  -Doç. Dr. Hüseyin Güllüce  (14 Temmuz 2011)
MEVLANA’DA ÜZÜM  -R. Bahar AKARPINAR  (20 Mayıs 2011)
EHLİYET VE LİYAKAT KAVRAMLARI  -Gülgün YAZICI  (20 Mayıs 2011)
SÜLEYMAN BELHÎ AİLESİ VE SON MEVLEVÎ POSTNİŞÎNLERİ  -Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÖZ  (19 Mayıs 2011)
AŞK BAHÇESİNİN İNLEYEN BÜLBÜLÜ: YAMAN DEDE  -Hatice Sedef Ergül  (08 Mayıs 2011)
MİLLÎ SECİYYE  -Ahmet ŞAHİN  (08 Mayıs 2011)
YÂ RESÛLULLAH!..  -Ahmet ŞAHİN  (18 Nisan 2011)
BATI DÜNYASINDA MEVLÂNA ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR  -Prof. Dr. Mehmet AYDIN  (12 Nisan 2011)
MESNEVİ TERCÜMESİNİN MUKADDİMESİ  -Eva de Vitray Meyerovitch (Havva Hanım)  (12 Nisan 2011)
Şems-i Tebrizi'nin Evrensel Mesajları  -Kazım Öztürk  (20 Mart 2011)
Mevlana Öğütlerinin Sosyal Açıdan Önemi  -Kazım ÖZTÜRK  (20 Mart 2011)
MEVLANANIN TEFEKKÜR DÜNYASI  -Kazım Öztürk  (20 Mart 2011)
Hz. MEVLANA'DA ASK  -Dr. Mehmet ÖNDER  (13 Ocak 2011)
MEVLÂNÂ VE DEVLET ERKÂNI  -Can ALPGÜVENÇ  (31 Aralık 2010)
KÂİNÂTIN GÜLÜ’NE  -Ahmet ŞAHİN  (30 Aralık 2010)