MEVLANA"NIN IŞIĞINDA GELİŞEN TÜRK SÜSLEME SANATLARINDAN ÖRNEKLER
Prof. Dr. H. Örcün BARIŞTA
Büyük Türk düşünürlerinden ve şairlerinden biri olan Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi"nin eserleri ve fonetik, balletik sanatlardaki yeri ve izleri üzerine çok yayın ve araştırma yapılmış ve böylece bilim ve sanat dünyasına tanıtılmıştır. Ancak Uzluk, İslimyeli, Önder ve Özönder v.b. gibi birkaç isim dışında plastik sanatlar alanına pek eğilinmemiştir. Oysa Mevlânâ'nın felsefesinin ışığı altında gelişen plastik sanatlar alanında da zengin bir repertuvar vardır. Bilindiği gibi Selçuklular Döneminden başlayarak Beylik ve Osmanlı İmparatorluk Döneminde Mevlevilik plastik sanatlar alanında bir ekol (bir sanat kurumu) olarak da süregelmiş, değişik konu, üslûp, malzeme, teknikle bazen el sanatı, bazen süsleme sanatı, bazen güzel sanat düzeyine ulaşılan, artistik nitelikli eserler vermiştir. Başlıca iki ve üç boyutlu parçalar olarak iki ana grup altında ele alınabilecek bu eserler arasında ağaç, taş, toprak, metal, kağıt, kumaş, cam ve karışık malzemeler v.b. gibi malzemeler kullanılarak yapılan rahle, kapı, dolap kanadı, sanduka, kafes, askı, nisantası, alem v.b. gibi iki boyutlu parçalar bulunmaktadır. Bu parçaların belli bir sistematik ile sınıflaması, dokümentasyonu yapılmalı ve sanat, bilim dünyasına tanıtılmalıdır.
Amacımız bu eserlerin bir tür amblem niteliği taşıyan 19, 20. yüzyıllara ait, sikke motifleriyle bezenmiş, taş, metal, çini, sedef, kağıt, kumaş v.b gibi parçalar; oyma, kakma, boyama, baskı, katığ, tezhip, hat, işleme v.b.gibi değişik malzemeler ve teknikler kullanarak yapılmış bilinmeyen bir grubunu tanıtmaktır. Böylece bu parçaların hem artistik el sanatları hem süsleme, hem resim, hem de grafik sanatlar ailesi içinde gereken yeri almasına yardımcı olmak plastik sanatlar ailesine yeni parçalar kazandırmaktır. Burada Konya müze ve koleksiyonlarında bulunan parçaların bir grubu sergilenecektir. Kuşkusuz bu konuda en zengin merkez Konya Mevlânâ Müzesidir. Ancak bazı özel koleksiyonlarda da ilgi çeken parçalar bulunmaktadır. 1925 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla müze haline getirilmiş, eski Konya Müzesi de buraya eklenerek 1927 de ziyarete açılmış Konya Mevlânâ Müzesi[1] taşınmaz ve taşınabilir nitelikte pek çok kültür varlığını bünyesinde bulundurmaktadır.
1- Mevlana Müzesinin kapısı üzerinde yer alan taş üzerine metalle tasarlanmış sikke motifi
Konumuz taşınabilir nitelikte kültür varlığı olan eserlerle sınırlıdır. Bilindiği gibi taşınmaz kültür varlıkları arasında Mevlânâ Müzesi'nin giriş kapısı üzerinde yer alan metal sikke taş işçiliğinin kakma tekniği ile yapılmış, bir çeşitlemesi olarak ilgi çekmektedir. Tarihlemesi ancak laboratuvar analizleriyle yapılabilecek bu parça yanısıra yapının niyaz pencerisi üstünde bulunan duvar resmi niteliğindeki sikke motifi yirminci yüzyılın değişik bir çalışmasını sergilemekte ve hemen altında yer alan:
"A ya hazreti Mevlana
Der ha heme beste end
Ta reh ne berd... garib illa beri tu
Ey der keremi ızzet nur efsani hurşid ü mehü sıtaregan çaker i tu"
“Ya Hazreti Mevlana
Bütün kapılar kapalı; ancak senin kapın açık kaldı
Garip aşıklar başka kapıya vasıl olamayınca, Senin kapına Geldiler.
Ey…keremde izzet de nurefşan, güneş ay ve yıldızlar senin bendelerindir.”
şeklindeki yazı ifadeyi güçlendirmekte ve plastik ile fonetik sanatları beraber sergilemektedir. Benzer bir durum bugünkü konumu açısından taşınmaz nitelik arzeden, Mevlânâ'nın sandukasının bulunduğu kümbeti taçlayan alem şeklindeki sikke için söz konusudur. Bazı kaynaklarda altın kaplı olduğu söylenen[1], görüşümuze göre tombak tekniği ile yapılmış üç boyutlu tasarlanmış bir sikke formu bir tür amblem gibi mesaj iletmektedir. Dikkati çeken bir başka sikke formu ile taçlanmış alem Şems Tebrizi Türbesi'nin merhum dervişi Ahmetoğlu Şamil Gülhan'ın armağan ettiği 1518 envanter numaralı prinçten yapılmış alemdir. 49*135 cm. boyutlarındaki bu parçada sikke alemin tabla kısmına vidalıdır ve üzerinde oyularak yazılmış, simetrik "ya hazreti Mevlana", ibaresi bulunmaktadır.
2- Üç boyutlu sikke formu ile taçlanmış kümbetin görünüşü
3- Şems Tebrizi Türbesinden Derviş Ahmetoğlu Şamil Gülhan"ın Mevlana Müzesine hediyesi olan prinç alem.
Taşınabilir nitelikteki kültür varlıkları arasında bir grup Kütahya çini askı farkı edilmektedir. Benzerleri Şems Tebrizi Türbesi'nde bulunan bu askılar sır altı tekniği ile yapılmıştır. Beyaz küreler biçiminde tasarlanan askıların ortasında açık turkuaz rengi zeminli bir yazı şeridi vardır. Beyazla yazılmış yazı şeridi iki yerde kırmızı bir çiçek motifi ile bezenmistir. Bu şeridin üstüne ve altına aralarında kırmızı ile yapılmış yıldızlar bulunan dörder sikke oturtulmuştur. Sikkelerin üstü sarı, destarı yeşille renklendirilmiş ve destarlar beyazla yazılmış kelimelerle süslenmiştir. Bu askılardan bir tanesi bugün Mevlana Müzesi'nin avlusundaki şadırvanı bezemektedir. 5801 envanter numaralı parçanın yüksekliği 40 cm. ve yarı çapı 30. cm'dir.
4- Mevlâna Müzesinden 5801 Envanter numaralı, üstündeki şerit “Hemen aynı Muhammed ile Ali"de Şems ile Mevlana her zaman yaz ü hayalim gülhu Allahu ü Ahad Kel Kerem ya Hazreti Sultan Mevlana Meded”, yazısıyla ve alt sıradaki sikkelerin içi “Ali, Osman, Hasan, Hüseyin”, üst sıradaki sikkelerin içi “Ebubekir, Ömer, Muhammed, Allah”[1] yazılarıyla bezenmiş, Kütahya askı.
Üç boyutlu eserler yanısıra kabartma niteliği arzeden bir grup pano dikkati çekmektedir. Tilavet Odası'ndan iç mekana geçilen kapı üzerindeki bu üç panodan birincisi: 263 envanter numaralı eserdir. 28*37cm. boyutlarındaki eserin malzemesi karton, kumaş, dantel ve sarı yaldız; tekniği ise kolajdır. Ortasında sarı yaldızla yapılmış, bir stande örtülmüş, etek uçları dantelli, mavi, bir örtü üzerine oturtulmuş, açık yeşil, kumaşla, yapılmış bir sikke bulunmaktadır. Standın altında iki yanda, sarı yaldızla yapılmış, vazodan çıkan, pembe, mavi ve yeşil kumaşla oluşturulmuş, çiçekler vardır. Saks mavi karton zeminli bu kompozisyonun çevresine sarı yaldızla yapılmış iki sütun ve bir kemeri kuşatan, pembe, drapeli bir perde yerleştirilmiştir. İkinci pano: 262 envanter numaralı 19*22 cm. boyutlarındaki eserdir. İpek üzerine yer yer bakırlar çalışılmış eser, oval bir çerçeve içine tasarlanmıştır. Burada bakırdan yapılmış bir ay üzerine yerleştirilmis bir sehba ve bir sikke vardır. Kartonla paspartulanmış eserin tekniği kolajdir. 264 envanter numaralı üçüncü pano ovaldir. Siyah zeminli kompozisyonun ortasında beyaz yaldızla yapılmış bir sehbanın üzerine oturtulmuş sarı yaldız ve beyazla oluşturulmuş bir sikke vardır. Hattat Cengarinin destarı mücessemi olarak bilinen bu sikkenin çevresi yer yer dilimleri, sarı yaldızdan, yapılmış, fiyonk ve püsküllerle bezenmiş, yeşil renkli bir perde ile bezenmiştir. Üç boyutlu çalışılan bu perdeyi en dıştan mercan rengi ağırlıklı ebru bir çerçeve kuşatmaktadır.
5- Mevlana Müzesinden 262, 263 ve 264 envanter numaralı panolar
Yer yer kumaşın kullanıldığı bu panolar dışında atlas üzerine işleme pano ve örtüler seçkin örneklerdir. Örtüler arasında Konya Mevlana Müzesi'nde bulunan 638 envanter numaralı 286*122 cm. boyutlarında puside, yeşil atlas üzerine Maraş işi iğneleriyle bezenmis bir sikke yanısıra yazılı bezemelerle süslenmiştir. Yazılı bezemelere kıyasla daha kabartma çalışılmış sikke sarı metal ipliğe refle düşürerek diğer beyaz metal iplikler arasında parıltılı sarı rengin kuvvetli belirlenmesine imkan veren yeşil çizgilerle[1] çalışılmıştır. Bu parça kuşkusuz resim sanatının renk öğesini çok iyi bilen ve üçüncü boyutla oynayabilen bir ustanın eseridir.[1] Diğer parça "aynı müzede bulunan 239 envanter numaralı, 65*54 cm. boyutlarındaki pano gerek H.1318 (M. 1901-2) tarihini gerek 'Pakize' imzası ve gerekse tuğra şeklinde düzenlenen 'Ya Hazreti Mevlana Celâleddin Rûmi Kuddesi Sirruhu'l-Ali' yazısıyla fark edilmektedir."[1] Bu parça yeşil atlas üzerine sarı sim, kahverengi tonları ve pembe ipekle Çin iğnesiyle işlenmiştir.
6-
7-
Mevlana Müzesi dışında bazı koleksiyonlarda bulunan sikke motifleriyle bezenmiş işlemeli panolar vardır. Gerek Mevlânâ Araştırmaları Merkezine Uzluk[1] tarafından armağan edilen, 7160 envanter numaralı 64.5*50.5 cm. boyutlarındaki bal rengi atlas üzerine sarma, sap işi, tohum iğnesi ve Çin iğnesiyle işlenmiş, beyaz, tarçın rengi ile renklendirilmis sikke ile "Dü cihanda eğer altın ola dirsen namın, Sikkesi altına gir Hazreti Mevlana'nın, Sene 1329 (M. 1912-13)" yazısı yanısıra kırmızı, beyaz çiçekler ve tarçın rengi yapraklarla bezenmiş pano enteresan bir parçadır. Bir başka parça Hadimli bir ailenin sandığında bulunmaktadır. Beyaz atlas üzerine sarma ile işlenmiş bu pano 58*47.5 cm. boyutlarındadır. Yeşil, fıstık rengi ve tarçın rengi bir sikke motif ile bezenmiş parçada "Yadigarı Konya Sene 1330 (M. 1913) maşallah" yazısı yanısıra yeşil, fıstık rengi yapraklarla donatılmış mor sarı renklerle işlenmiş hercai menekşeler ilgi çekmektedir.
8- Uzluk tarafından Mevlana Araştırmaları Merkezine armağan edilen parça.
9- Hadimli bir aileye ait olan işlemeli pano
Açık kahverengi ile oluşturulmuş sikkenin destarı yeşille, altındaki kısa ayaklı sehba ise kahverengiyle verilmiştir. Veli Naci Gezgin Koleksiyonundaki bu parka belki de işlenmek üzere hazırlanmış bir örnek bezidir.
10- Baskı tekniği ile yapılmış Veli Naci Gezgin Koleksiyonundaki parça
Taşınabilir nitelikteki eserler arasında kağıt malzeme kullanarak yapılmış panolar oldukça çoktur. Bunlar arasında 5774 envanter numaralı panonun aynı bir yeri vardır. 37*29 cm. boyutlarındaki pano katığ, ebru ve guvaj boyama tekniği ile çalışılmıştır. Çevresi kahverengi tonlarıyla yapılmış ebru ile kuşatılmış cetvel dışı beyaz zemin üzerine guvaj tekniği ile çalışılmış altın yaldız, kırmızı, yeşil rumilerden oluşan suyla bezenmiş eserin ortasında aherli bej kağıt üzerine beyaz kağıt yapıştırılarak süslenmiş bir sikke ve bir sehpa bulunmaktadır. Dal ve çiçeklerle bezenmis sikkede, aynalı "Ya Hazreti Mevlana Kuddise Sirrühul Aziz" yazısına yer verilmiştir. Sikkenin üstünde karşılıklı birer ay yıldız motifi vardır. Altın yaldızla boyanmış ay yıldızların altına birer çiçek onların altına birer küçük sikke oturtulmuştur. Guvaj tekniği ile mor ve kırmızı ile reklendirilmiştir. Eserin sol alt köşesine beyaz ve yeşille boyanmış bir kaktüs çiçeği oturtulmustur. Sağ köşesinde siyahla yazılmış "Sikke-i Şeyh Celaleddin Rûmi şod temam"[1] yazısı okunmaktadır. Sehpa ile sikkenin oyularak oluşturulmuş motiflerinin bir zemine tek tek monte edilmesiyle uygulanan bir tür kolaj çalışması olan bu tekniğin kağıt-karton kalıp yerine ağac kalıp kullanılarak yapılan bir çeşitlemesi vardır.
11- Mevlana Müzesindeki katığ tekniğiyle çalışılmış 57754
Uzluk tarafından Mevlana Araştırmaları Merkezine armağan edilen bir parça bu tür çalışmalara örnek olarak verilebilir. Burada ağaçtan kıl testere ile oyulmuş motifler rubi renginde kadife bir zemin üzerine monte edilmiştir. Aynı koleksiyonda bulunan diğer bir parça 7153 envanter numaralı Akif imzalı panodur. Saks mavisi karton üzerine sarı yaldızla tasarlanmış eserde yanında bir sikke bulunan bir tuğra vardır. 49*58 cm. boyutlarındaki parçada tuğra istifli sülüs yazıda “Ya Hazreti Mevlana Celaleddin El Rumi”, sikkede ise “Kuddise Sirrü Ali”la renklendirilmiş, kıvrık dallardan oluşan, köşeleri birer yıldız motifiyle taçlanmış bir bordürle kuşatılmıştır.
12-Akif imzalı, Mevlana Araştırmaları Merkezinde bulunan 7153 envanter Numaralı pano.
13- Mevlana Müzesinden Akif imzalı, 202
Bu panoya benzer başka bir pano Mevlana Müzesi'nde bulunmaktadır. 202 envanter numaralı bu panonun boyutları 52*40 cm.dir. Siyah karton zemin üzerine sarı yaldız ve fıstık yeşili ile renklendirilmiş, guvaj tekniği ile çalışılmış panoda: Ortada tuğra istifi içinde sülüsle yazılmış "Ya Hazreti Mevlana Celaleddın Rûmi Kuddise Sirrü hu", yanda "El Ali", tuğranın diğer tarafında "Ketebe hu Akif"[1] ibareleri yer almaktadır. El Ali yazısının üstünde fıstık yeşili destarlı yaldızla yapılmış bir sikke vardır. Sikkenin üstüne ve yanına sarı yaldızla renklendirilmiş birer çiçek demeti oturtulmuştur. Ketebe kaydının bulunduğu sağ üst köşede sarı yaldızla yapılmış başka bir çiçek demeti bulunmaktadır. Çevresi sarı yaldızla cetvellenmiş çalışmanın dört köşesini birer sarı yaldızla yapılmış köşebent taçlamaktadır.
Aynı müzede dikkati çeken başka bir örnek 57*30 cm. boyutlarında 1470 envanter numaralı parçadır. Dikdörtgen formundaki eserde "Ya Hazreti Mevlana" yazısının üstüne üç ayaklı bir sehpaya oturtulmuş, guvaj tekniği ile boyanmış fıstık yeşili bir sikke oturtulmuştur. Bej zemin üzerine siyahla yazılmış yazının cetvel dışı siyah zemin üzerine sarı yaldızla yapılmış dikdörtgen ve çiçeklerden oluşan bir suyla bezenmiştir.
14-
Bu panolar dışında Mevlana Müzesi'nde bir grup yazılı levha sikke motifleriyle bezenmiştir. Bunların arasında: 24*18 cm. boyutlarında, Mehmet Sadık'ın talik tarzıyla hazırladığı ve bir sikke ile taçladığı, 185 envanter numaralı eser; 40*13 cm. boyutlarında, Seyyid Mehmet İzzet'in bir sikke altına diagonal çizgiler oluşturacak biçimde sıralayarak tasarladığı yazı şeritlerinden meydana gelmiş, 274 envanter numaralı parça; 35*15 cm. boyutlarında, guvaj tekniği ile boyanmış kahverengi kafesli beyaz destarlı beyaz çift sikke ile bezenmis yazı şeritleriyle çerçevelenmiş, 1317 (M.1900) tarih ve Hulusi imzalı, 275 envanter numaralı levha yavruağzı üzerine siyah renkte hattı ve pembe rengi üzerine sarı yıldızla çiçek demetleri ve kurdelalarla bezenmiştir.
Kısaca bir tebliğin kapsamı içinde sunmağa çaba harcadığımız sikke motifleri ile bezenmiş değişik malzeme ve teknikle el sanatı, süsleme sanatı ve güzel sanat parçaları Türk kültür ve sanatının zengin bir alanını oluşturmaktadır. Plastik ve fonetik sanatların zaman zaman iç içe sunulmuş olduğu bu çalışmalar daha detaylı araştırılmalı, felsefe, edebiyat, sanat tarihi, sanatçıdan kurulacak bir ekiple sağlıklı bir biçimde belgelenmeli ve tanıtılmalıdır.
15-
Dipnotlar
[1] Önder, Mehmet., Mevlana Şehri
2 Önder., A.g.e., s.390.
3 5801 envanter numaralı askı üzerindeki yazılar Dr. Erdoğan Eril tarafından okunmuştur.
4 Barışta, H. Örcün., Konya Müzelerindeki Türk İşlemelerinden Örnekler, Kültür ve Sanat, S.4, Türkiye İş Bankası, 1989, s.48,
5 Barışta, A.g.m., s.48.
6 Barışta., A.g.m., s.50
7 Feridun Nafız Uzluk tarafından
8 Eserin üstündeki yazılar Prof. Dr. Hüseyin Ayan tarafından okunmuştur.
9 Eserin yazıları Hasan Yüğrük tarafından okunmuştur.