DİNLE MACERASINI ŞU NEYİN(*)
dinle neyden neler anlatır neler
yakınıp ayrılıklardan şöyle der
beni kamışlıktan kestikleri dem
inledi feryadımdan cümle âlem
aşk derdini söylemem için bir bir
hicranla yanmış bir gönül gerekir
asıl yurdundan uzak düşen biri
kavuşma rüzgârını bekler geri
her mecliste feryat ettim ben zar zar
oldum iyiye de kötüye de yar
sözde dostu oldum herkesin amma
kimse bakmaz içteki sırlarıma
değildir sırrım feryadımdan uzak
lakin nerde gören göz duyan kulak
perdesizdir can tene ten de cana
canı görme izni yok hiçbir cana
ateştir şu ney sesi hava değil
kimde bu ateş yoksa ölmüş bil
aşk ateşidir içindeki neyin
aşk coşkusudur özündeki meyin
neydir yardan ayrılana gerçek yar
ki perdeleri perdemizi yırtar
kim görmüş ney gibi bir dost ve hayran
kim görmüş ney gibi zehir ve derman
verir kan dolu bir yoldan haber ney
mecnundan aşk öykleri söyler ney
nasıl ki kulaksa talibi dilin
akla sırdaş da deliliktir bilin
aşk derdiyle çok durgun aktı günler
ateşlere dost olup yaktı günler
geçsin günler yok endişeye mahal
ey temiz gönüllü yar gitme sen kal
suya kanar balıktan gayrı her ne var
nasipsizin günü uzar da uzar
anlar mı hiç pişmişin halinden ham
sözü kısa kesmek gerek vesselam
(*)mesnevî'nin ilk 18 beytinin manzum çevirisi