Semazen Akademik sayfalar hakkında düşünceleriniz?
İdare eder, Güzel, Daha güzel olabilir, Çok güzel, Çok Kötü
REKLAM ALANI
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
M. Fatih Çıtlak
Oruç, nefsi terbiye etmenin en etkili yoludur
10 Şubat 2008 Pazar

 

Tezkiye-i nefis; yani nefis terbiyesi Allah"ın Kur"an-ı Kerim"de Peygamber Efendimiz (sas)"in tatbikinde emrolunmuş bir haslettir.

İnsanı, kötü sıfatlardan arındırma, gideceği yere uygun hale getirme, "bana dön" denildiğinde oraya götürülebilecek bir halde olması için çabalamaktır. İnsan bu dünyaya gelirken annesini, babasını, kaşını, gözünü seçemez. Fakat ahlaki yapısını değiştirebilme kudreti verilmiştir. Tasavvuf, bu olabilirlik üzerine kurulmuştur. İşte buna tezkiye-i nefis denir. Allah bizden bunu ister. Oruç bu tezkiye-i nefsi sağlamak için en önemli unsurlardandır. Çünkü nefis aç kalmadığı sürece kendisinin dışındaki kudreti ve alemi fark etmez. Fıtratı öyledir. Allah nefsi yarattığında onu değişik mahrumiyet ve ceza şekilleriyle imtihan etmiş. “Sen kimsin, ben kimim?” diye her sorulduğunda nefis “Ben benim, sen sensin.” demiş. Ne zaman aç kalmış ,“Ben senin kulunum, sen benim Rabb"imsin.” diyecek hale gelmiş.

Sadi bir beytinde der ki: “Bir kişi düşkün, zayıf, hasta ve açken onu Beyazıd Bestami ve Cüneyd zannedersin; fakat tok, sağlıklı ve makam sahibi olduğunda Nemrutlara Firavunlara bile taş çıkartır.” Terbiye edildikten sonra nefsin her nimetten istifade etmeye hakkı vardır. Terbiye edilmemiş bir nefis kudret sahibi olduğunda ya kendine ya başkalarına zulmedici olmuştur. İşte oruç bize acizliğimizi hatırlatır. Oruç tutmakla beraber nefsani kudretimizin mecali azalır. O zaman esas bu nefsi harekete geçiren ruh ortaya çıkmaya başlar. Bu ne kadar çok parıldarsa oruç tuttuktan sonra da o hal devam eder. O hal ne kadar az görünürse orucun bozulmasıyla da gider. Ramazan"dan sonra niye eskisi gibi tuhaflaşıyoruz diye hep şikayet ederiz. Bu, orucun tam tutulmamasından kaynaklanır. O ruhi yapı daha çok ortaya çıksa inkar edilemeyecek şekilde ayan beyan olsa, asla o bir daha kaybolup gitmez.

Nefsin tezkiyesinde şunu unutmamak lazım. Nefis körelsin diye nefse istediği verilmez. Nefis hiçbir zaman vermekle körelmez. Çocuklar veya gençler yetiştirilirken zevkini alsın, içinde ukde kalmasın, ileride yapmaz, deniyor. Gençler her istediğini yaparsa daha aklı başında olur, tezi doğru olsaydı bugün Batı aleminde bu kadar çarpık aileler ve ilişkiler olmazdı. Serbestlik başka sorunları getirir. "Boğazına kadar pisliğe düş ama şehvete düşme" diyor Hz. Mevlânâ. Verilmekle nefis terbiye olmaz. Nefis belli dozajda mahrumiyetle terbiye olur. Çocuk terbiyesinde de böyledir.

Oruç, tezkiye-i nefsin en alt basamağı sayılan vücut terbiyesinin şehvani terbiyeyi en iyi talim eden şekillerdendir. Daha üst terbiye şekilleri gözün, kulağın, ağzın, kalbin orucu meselesidir. Nefsin sahibini hatırlaması için oruç bir talim şeklidir. Biz sadece yardımseverlik tarafını görürüz; ama oruç bize diğer bireylerle aramızda bir bağ olduğunu gösterir. Zalim ve kibirli insanlar, başkalarını fark edemeyen insanlardır. Kendini başkasının yerine koyarak karşısındakini anlama halini sağlar oruç. Bu şekilde kendini de daha iyi görür. Orucun sosyal yapısına Kur"an"da işaret vardır. Allah "oruç tutanlar" diye bir cemaatten, bir sosyal çevreden bahseder. Bu, böyle bir cemaatin var oluşuna işarettir. Sosyal olarak tutulduğuna işarettir.

"Nefis kirli mi, niçin nefsi temizlemek lazım?" diye bir soru gelebilir akla. Nefis esasında kirli değildir. Fakat ne kadar temiz olsa da nurun üzerine perde durumundadır. Altındaki cevheri çok güzel yansıtıyorsa o nefsi her zaman çok temiz tutmalı. Altındaki cevheri kapatıyorsa o nefsi derhal temizlemeli. Nefis emaneti muhafaza edecek hale gelmişse bunun dışarıdan kirletilmemesi lazım. Kibir, riya, yalan, kin, şehvet, buğz nefsin üzerine örtülmüş perdelerdir. “Boş işlerle uğraşan, kötü sözler söyleyen kişi oruçluysa yanına kalan sadece aç ve susuz kalmaktır.” diyor Peygamberimiz (sas).

Bu yazı toplam 30208 defa okunmuştur
sayın hocam
YASİN GÖKDOĞAN
mevlam sayınızı çoğaltsın inşaALLAH, sayın hocam...
26 Haziran 2012 Salı 17:40
açlık
sultansah
hakiki açlık kalb açlığıdır. kalbi mürşidin rabıtasından gayrısıyla doldurmamalı
28 Nisan 2010 Çarşamba 11:10
Cenabı ALLAH Hizmetlerinizi nur eylesin
zeynep kaya
Selam Sayın Fatih Ağbi Yazdığınz her bir kelam için ALLAH C.C. ebeden razı olsun.Dua ile kalmanız dileği ile...
18 Şubat 2010 Perşembe 03:13
strin
strin
Kelimeler ifadeler anlamları insanın ruhuna nakış gibi işliyorsunuz..bu kadarmı güzel anlatılır.ALLAH sizden razı olsun..keşke iftar öncesi bir programda sizi izleme şansımız olsaydı..ne mutlu anne ve babanıza..
06 Eylül 2009 Pazar 00:40
allah sizden razı olsun
hilal özcan
sizinle bu ramazanda ekranlardan tanışma fırsatını yakaladım,ben 21yaşındayım kayseride oturuyorum,müminler birbirine yapışık binalar gibilerdir sözü ne kadar doğru,siz ve sizin gibi abilerim kardeşlerimi gördüğümde çok mutlu oluyorum,kalplerimiz gibi Allah cennetindede bizi beraber etsin,sizi kalpten öyle sevdimki Allah dostlarıyla bizleri haşr etsin inşaallah
06 Ekim 2008 Pazartesi 22:07

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI