Sevakıb-ı Menakıb
Mevlana'dan Hatıralar
Mevlevîlik mi?... Hayır, Mevlevîlik Kültürü. Yalnız Türk halkı değil, bütün milletler aydınlandığı ölçüde, Mevleviliğin ruhî irfan ve asâletini benimsiyor. Mevlânâ hakkındaki çeşitli yayınların çokluğu ile her sene Konya ve çeşitli illerimizde, hatta Batı'da yapılan itifaller ve semâ gösterileri bunun misâlidir. Peki neden?
Zamanımız dünyasında insanın en büyük ihtiyacı, ruhî özleyişlerini tatmin etmek veya başka bir deyişle gönül huzuruna sahib olmaktır. Bu hususu kimi insan kendi terbiye, bilgi ve görgüsünde; yahut, kendisinden sonra gelecek nesillerin bile gönüllerini tatmin edebilme yaradılışına sahip kimselerin manevî kudretinde bulur. Kimi insan da bunları ve kendi aslındaki güzellikleri anlamaktan yoksun, manevi sandığı yanlış yollara sapar. İşte o zaman, günümüzün medeni ve ahlakî görüşlerine ters düşen ölçüsüz ve üzücü durumlar ortaya çıkar.
Mevlânâ'ya artık şeklen değil, amal kalben bağlı olanlar kendilerini tatmin olmuş görüyorlar. Bu husus, XX nci asır Türkiye'sinde en değerli ruhî kazançtır. Bunun ispatı, 700 yıllık Mevlevî Medeniyeti'nin rehber, düstur ve kitaplarının revaçta olmasıdır.
(Önsöz)