HACI BAYRAM-I VELÎ SEMPOZYUMU

V. ULUSLARARASI HACI BAYRAM-I VELÎ SEMPOZYUMU

Vahit GÖKTAŞ

 

“Hacı Bayram Veli'den Mehmet Akif'e Anadolu'daki Bekâ ve İstiklal Ruhu” isimli uluslararası sempozyumu 12 Mart 2020 tarihinde TOBB Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.

Kalem Vakfı'nın koordinatörlüğünde gerçekleştirilen bu sempozyuma önemli katkıları olan Ankara Kalkınma Ajansı, Tika, Altındağ Belediyesi, Hacı Bayram-ı Veli Üniversitesi TOBB ve pekçok kurum ve kuruluş var.

Beş yıldır üst üste tertip edilen sempozyumda Uluslararası Hacı Bayram-ı Veli üst başlığında Ankara'nın Manevi Coğrafyasının, Ahilik Kültürünün, Milli Mücadelenin ele alındığı sempozyumlarda yurt içi ve yurt dışından birbirinden değerli iki yüz elliye yakın tebliğci ve konuşmacı bildiri sunmuştur. Bu yılki sempozyumda da 8 ayrı oturumda 42 tebliğci Hacı Bayram-ı Velî, yetiştirdiği şahsiyetler, dönemi, etkileri, ahilik kültürü, dil ve edebiyat, Milli Mücadele'de sufilerin rolü, Mehmet Akif ve İstiklal Marşı istiklal ve bekâ ruhu alt başlıklarında birbirinden güzel tebliğler sundular.

Bu yılki sempozyum başlığı Hacı Bayram Veli'den Mehmet Akif'e Anadolu'daki Bekâ ve İstiklal Ruhu idi. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan protokol çerçevesinde Ankara genelinde ortaokullar ver liseler arası sempozyum başlığı ile ilgili kompozisyon yarışması organize edildi. Dereceye girenlerin ödülleri sempozyum programı çerçevesinde takdim edildi.

Necip Karakaya Bey'in sunuculuğu yaptığı programda Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık sadece maddi kalkınmanın yeterli olmadığını, manevi kalkınmanın da önemli olduğunu vurguladı. Bu nedenle Ankara'nın manevi kalkınmasıyla alakalı her türlü projeye destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Sempozyumun açılışında Doç. Dr. Fatih Koca ve ekibi Türk Tasavvuf Müziği'nin birbirinden güzel örnekleriyle enfes bir dinleti sundular. Prof. Dr. Mehmet Görmez “Hacı Bayram-ı Veli'den Mehmet Akif'e Anadolu'da Beka ve İstiklal Ruhu” başlıklı açılış konuşmasında tasavvufun medeniyet kurucu yönüne ve tasavvufu doğru anlamanın ehemmiyetine vurgu yaptı. Etkili bir konuşma yapan Mehmet Görmez hocamız Hacı Bayram-ı Veli'den Mehmet Akif'e Anadolu'da istiklalin ve beka'nın medeniyet kurucu şahsiyetleri yetiştirmekle mümkün olabileceğine dikkat çekti.

5 yıldır üst üste tertip edilen Hacı Bayram-ı Veli Sempozyumu'nun baş mimârı Kalem Vakfı Başkanı Musa Şahin Bey'e ve katkıda buluna herkese hususi teşekkürlerimi sunmak isterim.

Sempozyum açılış konuşması için hazırladığım metni kısaltarak burada paylaşmak istedim.

Hacı Bayram-ı Veli'den Mehmed Akif'e Anadalolu'da Bekâ Ruhu

İslam güneşinin Mekke'de doğuşundan sonra Müslüman Araplar Filistin ve Şam'ı aldılar ve Anadolu sınırına dayandılar. Konstantinopolis'i de defalarca kuşatmalarına rağmen fethi müyesser olmadığından hadis-i şerifteki müjdeye nail olmadılar. Dolayısıyla Diyâr-ı Rum, Diyâr-ı İslam olmak için Türklerin Müslüman olmasını beklemek zorunda kaldı.     

X. asırda fevc fevc Müslüman olan Türkler XI. asırda özellikle Alparslan'ın1071 yılındaki Malazgirt zaferinden sonra sanki ilahî bir yönlendirmeyle Diyâr-ı Rum'a akın etmeye başladılar. Müslüman Türkler'in askeriyle dervişiyle, otağıyla, tekkesiyle yaptıkları bu akın Diyâr-ı Rum'un kaderini değiştirdi. İsmi Rum diyarı olsa da üzerinde farklı dinlerden farkı milletler yaşasa da aslında Anadolu'nun ruhu Müslümandı. Belki de bu ruh Müslüman Türkleri kendine çağırdı.

Anadolu halkı bu ruhun farkında olmuş, bu kimlikle mükemmel biçimde imtizaç ederek hem ondan beslenen hem de onu besleyen birer menba' olmuştur.

İşte, civarında bulunmakla şerefyâb olduğumuz Hacı Bayram Veli, Anadolu ruhunu besleyen en mühim kaynaklardan biridir. “Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm!” dizesiyle, Hallac'ı darağacına götüren 'Enel Hak!' sözünü herkese gönül hoşluğu ile kabul ettiren Yunus Emre, Anadolu ruhunu besleyen mühim ve müthiş diğer bir kaynaktır. Mesnevisiyle tüm insanlığı gurbetten aslî vatanına dönmeye çağıran Mevlânâ ve isimlerini yâd etmediğimiz daha nice maruf veya meçhul Yesevî erenleri de Anadolu ruhu için tükenmez bir kaynak teşkil etmektedir.

Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Velî ve Hacı Bayram Velî gibi bu mukaddes ruhlarla Anadolu ruhunun imtizacından, İslam coğrafyasında eşine az rastlanan, şer'î ahkamdan taviz vermeyen, sünnete teferruatına kadar bağlı kalan ve Allah'ın celâlî değil de cemâlî sıfatlarının tecellisi olan ince, zarif bir anlayış ortaya çıkmıştır ki buna 'Anadolu irfânı' ismi verilmektedir. Anadolu irfanının İslam dini ne için ne manaya geldiği, isimlerini bu nezih topluluğun önünde yâd etmeye tenezzül bile etmeyeceğim zararlı örgütlerin, manevi değerlerimize ve istiklalimize şuursuzca saldırdığı günümüzde daha iyi anlaşılmaktadır. 

Anadolu'nun İslamlaşmasından neredeyse bin yıl sonra büyük bir bekâ meselesi ortaya çıktığı zaman Anadolu irfanı, kendisini besleyen kaynaklarla beraber topyekün Millî Mücadele'ye destek çıkmıştır. Millî Mücâdele tarihine baktığımız zaman istiklal mücadelesi ve bekâ ruhunun Anadolu ruhundan ve irfanından güç alarak zafere ulaştığını görmekteyiz.

Milli Mücadeleyi başlatan kahramanlar Anadolu ruhunun ve onu besleyen kaynakların farkında olduğu için Milli Mücadele'ye Hacı Bayram Veli türbesini ziyaret ederek başlamışlardır.

İlk Meclis 23 Nisan 1920'de Hacı Bayram'da kılınan Cuma namazından sonra dualarla açılmıştır. Milli Mücâdele döneminde Anadolu'nun İslam kimliğinin bekası ve halkının istiklali için yaklaşık beş asır önce vefat etmiş olan Hacı Bayram Veli, belki de yaşayan pek çok kimseden daha fazla tesirli olmuştur.

Mehmed Akif de Anadolu'nun istiklaline destek vermek amacıyla Ankara'ya geldiği zaman Celvetî tekkesi olan Taceddin Sultan Dergâhı'nda kalmış ve İstiklal Marşı'nı orada yazmıştı. Veya on kıtalık şiir Akif'e sunuât-ı ilahî olarak o mekânda yazdırılmıştı.

Anadolu Müslüman Türk'ün, Müslüman Türk de Anadolu'nun adeta ruh ikizidir. Bu iki ruhun imtizacından Anadolu irfanının ortaya çıktığını; Anadolu irfanının da Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Tâceddin Sultan gibi daha nice Hak erlerini beslemiştir.

Bu Hak erleri de Anadolu'nun bekâsı ve istiklâli tehlikeye düştüğü zaman seferber olmuşlar ve Anadolu'nun istiklâlinin bekâsı için katkıda bulunmuşlardır.

Bu Hak erleri şehirleri imar etmenin gönülleri imar etmekten geçtiğini bilen şâr ile didârı, didâr ile gönlü birlikte ele alan insanlardır.

Bunlar nefis imtihanını geçmeden cephede fethin müyesser olamayacağının farkında olan insanlardır.

Bunlar dünyaya tavır koymayı değil dünya ve mal sevgisini gönle yerleştirmeye karşı tavır alan insanlardır.

Bu erler mütevâzî, diğergam, fedâkâr, her an Allah(cc) ile birliktelik şuuru içinde yaşama gayretinde olan insanlardır.

Bu erler gösterişten uzak, makam mevki hırsına mağlup olmayan mahfiyet sahibi, vakur, her daim Cenab-ı Hakk'a hesap verme şuuru içerisinde yaşayan kişilerdir.

Bu erler, bugün batılı emperyalistlerin kendi egolarını tatmin için çoluk çocuk kadın yaşlı demeden merhametsizce muamelelerine karşı, kim olursa olsun aç, muhtaç, ıstırap sahibi, dertli, yolda kalmış, ülkesinden kovulmuş, yaşama hakları ellerinden alınmış herkese gönlünü açan yiğitlerdir.

Bu erler vatan namus bayrak için, mazlumların hakkı için gözünü kırpmadan, düğüne gider gibi ölüme giden kahramanlardır.

Bu erler Allah'a tazim, mahlûkâta şefkat prensibiyle hareket eden gönlü, sofrası, kapısı açık insanlardır. Bu erlerini Üstad Necip Fazıl şu şiiriyle ne güzel tavsif eder:

“O erler ki gönül fezasındalar / Toprakta sürünme ezâsındalar.
Yıldızları tesbih tesbih çeker de / Namazda arka saf hizâsındalar.
İçine nefs sızan ibadetlerin / Birbiri ardınca kazasındalar.
Bir an yabancıya kaysa gözleri / Bir ömür gözyaşı cezâsındalar.
Ne cennet tasası ve ne cehennem /   Sadece Allah'ın rızâsındalar.”

 

İÇİNDEKİLER

BURSEVÎ'YE GÖRE HACI BAYRAM-I VELİ'DE “TAŞ” METAFORU
PROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLU

HACI BAYRAM VELİ'NİN İLAHİ ZİKİR ŞİİRİNDE “FAKR” VE “FENA” KAVRAMLARI
PROF. DR. CEVDET KILIÇ

TARİHSEL RİVAYETLER VE TASAVVUF SEMBOLİZMİ BAĞLAMINDA HACI BAYRÂM-I VELÎ'NİN ÂLEM TASAVVURUNA DAİR BİR ÇÖZÜMLEME DENEMESİ
DOÇ. DR. GÜLDANE GÜNDÜZÖZ

BAYRAMİLERİN HZ. MUHAMMED(AS) ANLAYIŞI: YAZICIOĞLU MEHMED'İN MUHAMMEDİYE ÖRNEĞİ
PROF. DR. SEYFETTİN ERŞAHİN

BAYRAMÎ MELÂMÎLERİNİN TASAVVUFÎ ÇİZGİSİ
PROF. DR. KADİR ÖZKÖSE

ŞEYH HAKÎKÎ'NİN İRŞÂDNÂME ADLI ESERİ ÇERÇEVESİNDE BAYRAMÎ-MELÂMÎLERDE “HAKÎKAT-İ MUHAMMEDİYYE” ANLAYIŞI
DOÇ. DR. HALİL BALTACI

 HACI BAYRAM-I VELÎ'NİN ŞİİRLERİ BAĞLAMINDA
TASAVVUFÎ VE PSİKOLOJİK KİŞİLİĞİ
DOÇ. DR.ESMA SAYIN

HACI BAYRAM-I VELİ'NİN TASAVVUF ANLAYIŞININ FERT, TOPLUM, ÜMMET AÇISINDAN İNCELENMESİ, SOSYAL HAYATA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ (HACI BAYRAM-I VELİ'NİN GÜNÜMÜZE TESİRLERİ)
DR. ÖĞRT. ÜYESİ EMİNE ELİF ÇAKMAK İGALÇI

İSMÂİL RUSÛHÎ ANKARAVÎ'NİN CİHAD YORUMU
DR. ÖĞR. Ü. MUAMMER CENGİZ

BARIŞTA “SİVİL KALE”, SAVAŞTA “ORDU”: DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDEKİ HÂLİDÎ DERGÂHLARI
DOÇ. DR. İBRAHİM BAZ

 AYETLERİ VE HADİSLERİ NASİHATLERLE FORMÜLE ETMEK (SOMUNCU KOCA VE HACI BAYRAM-I VELİ NASİHATNAMELERİ ÖRNEĞİNDE)
PROF. DR. AHMET NEDİM SERİNSU

HACI BAYRAM-I VELİ'NİN HALİFESİ AKŞEMSEDDİN İSTANBUL'U NEDEN TERK ETTİ?
ARŞ. GÖR. DR. ABDULLAH TAHA ORHAN

EŞREFOĞLU RÛMÎ'NİN TASAVVUF ANLAYIŞINDA EBÛ TÂLİB MEKKÎ VE GAZÂLÎ'NİN TESİRİ
DR. ÖĞR. ÜYESİ BEDRİYE REİS

NAKŞİBENDÎ MEHMED MURAD DİVANI'NDA HACI BAYRÂM-I VELÎ, EŞREFZÂDE RÛMÎ VE İSMÂİL RUSÛHÎ ANKARAVÎ METHİYELERİ
ARŞ. GÖR. DR. ATİLA GÖKDEMİR

MUHAMMED NÛRU'L-BAYRAMÎ'YE NİSPET EDİLEN BİR BAHÂEDDÎN NAKŞİBENDÎ RUBÂİSİ ŞERHİ
DR. ÖĞR. ÜYESİ BETÜL SAYLAN

HACI BAYRÂM-I VELÎ'NİN İLÂHÎ TAKSÎM'İNE ALİ ÖRFÎ'NİN YAPTIĞI ŞERH: ŞERH-İ NUTK-I HACI BAYRÂM-I VELÎ
ARŞ. GÖR. DR. OĞUZ YILMAZ

HACI BAYRAM-I VELİ VE HALLAC-I MANSUR'UN ŞİİRLERİNİN KARŞILAŞTIRMASI
ÖĞR. GÖR. LAİLA MAHMOUD

BAYRAMİ TÜRBE VE HAZİRELERİ: SANDUKA TAC-I ŞERİFLERİ VE TÜRBEDARLIK
MEHMET CEMAL ÖZTÜRK

NİDÂÎ MEHMED ÇELEBİ ANKARAVÎ'NİN TASAVVUFÎ YÖNÜ
DR. ÖĞR. ÜYESİ İBRAHİM TÜRKOĞLU

ES-SEYYİD MUSTAFA BÜNYAMİN-İ AYAŞÎ ELBAYRAMÎ (K.S.)
PROF. DR. MUSTAFA HİLMİ ÇOLAKOĞLU

AHİLİĞİN GÜNÜMÜZE YANSIMALARI
DR. ÖĞRT. ÜYESİ AZAT TOKTONALİEV

KUR'ÂN REFERANSI AÇISINDAN FÜTÜVVET
DR. ÖĞRT. ÜYESİ SEVİM YILMAZ

ERKEN DÖNEM FÜTÜVVETNÂMELERİ EKSENİNDE AHİLİĞİN AHLÂKÎ TEMELLERİ
DR. ÖĞRETİM ÜYESİ ESMA ÖZTÜRK

MEHMET AKİF DÜŞÜNCESİNDE İLİM, FEN VE TEKNİK
PROF. DR. BAYRAM ALİ ÇETİNKAYA

 

 

Yazar: Vahit GÖKTAŞ
http://akademik.semazen.net/ sitesinden 04.12.2024 tarihinde yazdırılmıştır.