Yol O Yoldur ki...
Hz. Mevlana mürşid kitap olan “Mesnevi” sinde şöyle bir hikaye anlatır. (2.cilt,beyit 3206 vd.)
Bir bedevi devesini yükledi. Çuvalları buğdayla doluydu. Kendisi de çuvalların üzerine binmişti. Zarif, marifetli birisi ona sorular sordu:
Bedevîye, hem memleketinden hem malından bir hayli söz açtı. Sonra ona devesinin yükünü sordu: “Bu çuvalın içinde ne var? Söyle” dedi.
Bedevî “Bu çuval buğdayla dolu. Öbüründe kumdan başka bir şey yok” dedi.
Filozof, “Kum yüklemeğe bir sebep var mı?” diye sorunca, Arap da, “Denk olması için” dedi.
Bunun üzerine filozof, “O buğdayı ikiye bölüp, öteki çuvala da koysan daha iyi olur.” “Hem deve hem de çuval hafifler” deyince bedevi, “Aferin, ey güzel huylu hakîm!” “Görüşün güzel, düşüncen ince; lakin yaya ve arkadaşsız kalmışsın” diyerek, hakîme acıdı. Onu deveye bindirmeye niyet etti.
Ona, “Ey güzel sözler söyleyen hakîm! Sen de bana halinden anlat” deyip, “Böyle akıl, böyle güzel anlayışla doğru söyle, padişah mısın, vezir mi?” diye sordu.
Filozof, “Ben de vezirlik, sultanlık yok. İşte kıyafetim, işte halim, işte sıfatım ortada” dedi.
“Öküzün, deven kaç tane acaba? diye sorunca da dedi ki, “O da yok, bu da yok, üzülme.”
Bu sefer bedevi, “Dükkanındaki malın nelerdir?” dedi.
O da, “Dükkan nerede, ev nerede?” diye cevap verdi.
Bedevi, “Öyleyse parandan sorayım. Çünkü sen, vaktin talihli bir nakdisin.” “Bu cihanın bakırlarını altın yapacak kimya sendedir. Akıl ve bilgi cevherini sende gösteriyor.” dedi.
Hakîm, “Ey Arablar'ın kendisine teveccüh ettiği! Vallahi paraya değil, bir gecelik yiyeceğe bile sahip değilim” “Yalınayak, pılısı pırtısı olmayan birisiyim. Kim biraz ekmek verirse oradayım.” “Bana bu kadar hikmet, fazilet ve hüner baş ağrısından başka birşey hasıl etmez.” deyince;
Arap dedi ki, “Yanımdan uzaklaş. Uğursuzluğun bana da geçmesin.” “Benden uzaklaş. O hikmetin uğursuzdur. Uğursuz sözün ehline malumdur.” “Ben bu tarafa gideyim, sen de o tarafa koş. Sen öyle gidersen, ben de böyle giderim.” “Bir çuval buğdayı kumla denk etmek, böyle iyi talihli bir hakîm olmaktan yeğdir!” “Bu aptallık benim için mübarektir. Gönülde teslim, canda takva var.” “Hüzün ve gamın ayrılmasını istersen bu hikmetin senden uzak kalmasına çalış.”
Ve Hz. Mevlana bundan sonra irşad eden şu beyitleri buyuruyorlar:
“İnsanın tabiatından, hayalinden hasıl olan hikmet, Hakk nurunun feyzi değildir.”
“Dünya hikmeti, zannı, süpheyi artırır. Dinî hikmet ise gökleri bile kıskandırır.”
“Ahir zamanın fitnesi olan her soysuz, kendisini selefinden üstün görür.”
“Yakıcı hilesi ile ciğerleri dağlar. İşi baştan başa hile, düzen ve büyü yapmaktır.”
“Sabır, ihsan, kerem ve cömertlik faydalanacağı tek şey iken hepsini yele verir.”
“Fikir odur ki insanı bir yola ulaştırır. Yol o yoldur ki yolcusu padişah olur.”
“Padişah da ancak gönül ülkesine şah olandır. Yoksa hazine ve asker sahibi olan değil!”
“Saltanat onda, Ahmed (s.a.v.)'in din mülkünün yüceliği gibi ebedî olur.”
Hakikatin safasına ulaşabilme duasıyla...