Hakikat yolunun neresindeyiz?
 

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur:
- "Küçük cihattan büyük cihada dönüyoruz."
Bunu bir muharebe dönüşünde söylemişti.


Peygamberimiz (s.a.v.) insan gibi yaşamanın nasıl olacağını ümmetine gösterdi. Süfli halleri bıraktırıp kahramanca bir ruh taşımaya doğru bir yolculuğa çıkardı. Bu yolculukta  vahyin ışığı yolcuları nurlandırdı. Allah"ın hatırını hiçbir şeye değişmeyen koçyiğitler ortaya çıkardı. Hangi insan buna kayıtsız kalabilirdi. Cennet basit ve bayağı insanların bulunduğu bir mekân olabilir mi? Adam gibi adamlar bu yolda her şeylerini feda ettiler.


Tevbe Suresi 24- Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesata uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.

Kula yakışan Hak ve hakikat yolunda yürümek.

Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki: "Kim gam ve tasalarını bire indirir ve sadece ahiret tasasına gönlünde yer verirse, onun dünyevi gamlarını Allah izale eder. Kim de gam ve tasalarını dünya ahvaline dağıtacak olursa, Allah onun, vadilerden hangisinde helak olacağına aldırış etmez.

 

Hz. Mevlâna, söz sultanlığı, zamanı aşmışlığı ve baş döndüren derinlikleriyle değil, kulluğuyla övünür, kulluğuyla coşar ve şöyle haykırır:


-Kul oldum, kul oldum, kul oldum! Ben Sana hizmette iki büklüm oldum. Kullar âzat olunca şâd olur; ben Sana kul olduğumdan dolayı şâd oldum."


Heva ve hevesinin peşinde koşanlar hür olamazlar. Baktıklarına imanın feraset ve basiretiyle bakamazlar.Olayları ve eşyayı yorumlarken isabet edemezler. Dünyevileşerek tutkularını tanrı edinirler, heva ve heveslerinin kulu, arzu ve tutkularının esiri olurlar. Tutkular bileklerine kelepçe, boyunlarına zincir, ayaklarına pranga olur. İrade zaafa uğrar.

Mevlana;

”Bütünden ayrılan her parça  ölüp yok olur.
Vücuttan kopan her organ murdar olur.
diyor ve Allah'ın kimi kendine davet ederse o kişinin dünya işlerinden vazgeçmeye başlayacağını söylüyor.”

Diğer bir beytinde;

”Can konağını aramadaysan cansın
Bir lokma arıyorsan ekmeksin
Şu nükteyi biliyorsan işi biliyorsun demektir
Neyi arıyorsan osun sen”
diyor ve neyin üzerine titriyorsan bil ki değerin odur ancak diye ifade ediyor.

İpekböceği kozayı kıramazsa ipeğinin alınması için kaynar suya atarlar. Biz de Hak ve hakikat yolunda inkişaf edemezsek cehennemlik odun olmayı göze almışız demektir.

 

Yazar: Filiz Konca
http://akademik.semazen.net/ sitesinden 24.11.2024 tarihinde yazdırılmıştır.