BALKAN MEVLEVİHANELERİ

BALKAN MEVLEVİHANELERİ

KIBRIS YAKINDOĞU RÛMİ ENSTİTÜSÜ
MEVLÂNÂ SEMPOZYUMU
18 ARALIK 2009-LEFKOŞA ÖZET

Mevlevihane, Mevlâna Celâleddin-i Rumi'nin düşüncelerini esas alan, tarikat prensiplerinin öğretildiği bir kurum olup değişik yapılardan oluşmaktadır. Mevlevi tekkeleri tarikat öğretiminin yanında hat, tezhip, musiki gibi güzel sanatlarla ilgili, yolcuların barınması, fakirlerin doyurulması ve benzeri sosyal amaçlı çalışmalar da yapmışlardır. Mevlevihaneler zaviye ve asitane olmak üzere büyüklük ve çalışma bakımından ikiye ayrılır. Zaviye dervişlerin yaşadığı, sema, dua ve zikir yapılan küçük tekkelerdir.

Asitâne, tarikatın temel eğitiminin verildiği, 1001 gün çile çıkarılan büyük Mevlevi tekkeleridir. Bunlar: Konya, Afyon, Manisa, Kütahya, Halep, Galata, Yeni Kapı, Kasımpaşa, Beşiktaş, Bahariye, Bursa, Kahire, Kastamonu, Eskişehir, Gelibolu ve Larissa – Yenişehir Mevlevihaneleridir. Diğerleri daha küçük programlı tarikat yapıları zaviyelerdir. İster asitâne ister zaviye olsun bir Mevlâna tekkesinde şu bölümler bulunur. 1. Matbah-ı Şerif, 2. Derviş Hücreleri, 3. Meydan-ı Şerif, 4. Türbe – Hamuşan, 5. Haremlik – Selâmlık, 6. Diğer Mekânlar.

Diğer Mekânların içerisinde, başta kütüphane olmak üzere hamam, fırın, muvakkithane, cem-sohbet odası gibi mekanlar; kuyu, sarnıç, şadırvan, gibi tesisler de Mevlevihane yapıları içinde yer alır.

Türkiye'deki Mevlevihaneler üzerine muhtelif çalışmalar yapılmıştır. Bunların tekke mimarisi ve işlevleri bakımından Ahmet Işık Doğan'ın (Doğan, 1977) çalışması önemlidir. Barihuda Tanrıkorur da Mevlevihaneler üzerine ayrıntılı çalışmalar yapmıştır. Hasan Özönder sadece Mevlânâ Dergâhı'nı ele almıştır.

17. yüzyılda çok sayıda Mevlevihane gezen Evliya Çelebi bu yapıların mimarisi, şeyhleri, ayinleri hakkında çok ilginç bilgiler vermektedir. Mevlevihanelerin 19. yüzyılda durumları, faaliyetleri ve listeleri hakkında Sezai Küçük ayrıntılı bir çalışma yapımıştır. (Küçük, 2000, 465–469)

Yazıda özetleyeceğim bilgiler, Hz. Mevlâna'nın 800. doğum yıldönümü için hazırlanan bir fotoğraf albümü çalışması sırasında yaptığımız gözlemlere ve bu alanda yapılan genel çalışmalara ve yayınlara dayanmaktadır. Evliya Çelebi, Veledi Çelebi (Şafak,2007) ve Şinasi Küçük'e göre Balkanlardaki Mevlevihanelere kısaca göz atalım.

Edirne Mevlevihanesi: II. Sultan Murad zamanında Muradiye Camisi ile birlikte 1435 yılında kurulduğu kabul edilir. Mevlevihanenin derviş odaları, müştemilatı günümüze gelmemiştir.

Arnavutluk: Elbasan ve İpek şehirlerinde Mevlevihaneler olduğu kaynaklarda geçer. Ancak tekke binalarının ayakta olup olmadığı bilinmemektedir.

Sarayevo İsa Bey Zaviyesi: Bosna– Hersek'in başkenti, Sarayevo'da Bendbaşı semtinde 1462'de kurulmuş, yıkıla yapıla 1957 yılına kadar gelmiş ve o yıl ortadan kalkmış bir mevlevihanedir. 1659 zaviyeyi ziyaret eden Evliya Çelebi burasını Mevlevi tekkesi olarak tanımlamaktadır.

Filibe Mevlevihanesi: Rumeli'de Bektaşi, Halveti vd. tekkelere göre günümüze gelen nadir Mevlevihanelerden birisi de Bulgaristan'daki Filibe'de bulunmaktadır. Kentin merkezinde Osmanlı dokusunun bulunduğu Üçtepe mevkiinde 18. yüzyılın başlarında Peçevi Ahmed Dede adına kurulmuştur.

Peçoy Yakovalı Hasan Paşa Mevlevihanesi: Şehrin surlarının dışında Zigetvar Kapısı civarında yer alan mevlevihanenin, sadece semahane olarak kullanılan camisi günümüze gelmiştir. 16.yüzyılda yapılmış Yakovalı Hasanpaşa Camii kuzeyinde U planlı medrese ile birlikte Mevlevihane olarak kullanıldığı bilinmektedir. Uzun süre kadınlar hastahanesinin kilisesi olarak kullanılmış ve 1957'den sonra restore edilerek cami haline getirilmiştir.

Üsküp Mevlevihanesi: Makedonya Cumhuriyeti'nde başkent Üsküp'te 18. yüzyılda yapılmıştır. Mevlevihane yıkılmış geriye soluk bir resim kalmıştır. Yerini tam olarak bilmiyoruz. Evliya Çelebi'ye göre Sadrazam Melek Ahmet Paşa'nın konağı Mevlevihane haline getirilmiştir.

Belgrat ve Niş Mevlevihaneleri kayıtlarda geçmesine rağmen günümüze gelememişlerdir. Kosova İpek Mevlevihanesi'nin de son durumu bilinmemektedir.

Gözleve Mevlevihanesi: Karadeniz'in kuzeyinde, en uzaklardaki Mevlevihanelerden biriside Ukrayna'nın Kırım Özerk Cumhuriyetindeki Gözleve - Yevpatoria'da 18. yüzyılda kurulmuştur. Surların dışında, Eski Odun Pazarı Semti'nde bir camii ile aynı alan içerisindedir.

Atina Mevlevihanesi: Atina'nın merkezinde Akropolisin güneyinde Plaka semtinde Roma agorasının içinde yer alır. Fethiye Camiinin yaklaşık 100 m. güneyindedir. Yakınındaki Hacı Mehmet Medresesi ve Mustafa Ağa Camii ile bir üçgen oluştururlar. Kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Yapıdan ilk olarak 17.Yüzyılda Evliya Çelebi söz etmektedir.

Girit-Hanya Mevlevihanesi: Mevlevihane 1890 yılında açılmış, 1924 yılında kapanmıştır. İsmail Kara bu Mevlevihane hakkında bir monografi yayımlamıştır. Kurucusu Konyalı Kara Şemsi Dede'dir. Müştemilatı yıkılan tekkenin semahane-türbe kısmı günümüzde öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır.

Selanik Mevlevihanesi: Yunanistan'ın kuzeyindeki Serez ve Selânik Mevlevihaneleri de yıkılmıştır. Veled Çelebi Serez'in banisi olarak Ramazan Dede'yi, şeyhi olarak Mehmed Ağah Dede'yi kaydetmiştir. Selanik Mevlevihanesine ait bazı fotoğraflar günümüze gelmiştir. Zaviye statüsündeki Mevlevihane şehrin batı kesiminde surların dışında, Yenikapı karşısında geniş ağaçlıklı bir bahçe içerisinde bulunuyordu. 1617 yılında Ekmekçizade Ahmed Paşa tarafından kurulmuştur.

Yenişehir-Larissa Mevlevihanesi: Yunanistan'ın Teselya bölgesindeki Larissa Yenişehir Mevlevihanesi Köstem Nehri kenarında yer almaktadır. 17.yüzyıl başlarında Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından yaptırılan bir zaviyedir. Yenişehir Mevlevihanesi'nden bir çok alim, şair ve neyzen yetişmiştir. Bunlardan birisi de uzun ney (girift) üfleyen Giriftzen Asım Bey'dir. Her şeyi ile bir Türk yurdu olan Yenişehir'in elimizden çıkması üzerine şu mısraları söylemiştir (Dursun, 2000, 75):

Sanmam taleb-i devlet-i câh etmeye geldik

Biz âleme bir yâr için âh etmeye geldik.

Rodos Mevlevihanesi: Rodos Adası'nda, Rodos İç Kalesi'nde bulunan Hamza Paşa Camii'nin Mevlevihane olduğu bazı araştırmacılar ve içinde yaşayanlarca belirtilmiştir (Konuk, 2008, 37). 16. yüzyılda yaptırılan cami günümüze gelmiştir.

Rodos Mevlevihanesi Veled Çelebi ve Sezai Küçük'ün listelerinde geçmemektedir. Sakız ve Midilli Mevlevihaneleri 19. yüzyılda faal olmalarına rağmen günümüze gelememişlerdir (Küçük, 2003, 466–469).

 

 

http://akademik.semazen.net/ sitesinden 22.11.2024 tarihinde yazdırılmıştır.