Mevlâna’ya övgü
                                                  

        

 Mevlâna'nın öğretilerinden etkilenenler olunca, onun manevi huzuruna varıp da etkilenmemek mümkün mü? Aşağıya buna örnek teşkil edecek bir şiiri aktarıyorum. Mevlâna âşıklarından bu şiire rastlamayanların bulunduğunu ve ilgi duyacaklarını sanıyorum.

 

“Osmanlı Dönemi Kırım Edebiyatı” adlı kitapta; RAHMİ imzasıyla yazan, Şair Vak'anüvis Mustafa Efendi'nin şiirlerine yer verilmektedir. Kırımlı olan Vak'anüvis Mustafa Efendi, H.1160 – M.1747 tarihinde, İran Sefirliğine tayin olunan, Giritli Hacı Ahmet Paşa'nın maiyetinde, İran'a gidip geldi. Gözlemlerini “Sefaretnâ-me-i İran” isimli eserinde topladı. İran dönüşünde Konya'ya gelerek Mevlâna'nın türbesini ziyaret etti. Bu ziyaretinde, Mevlâna'dan etkilenmiş ve adı geçen “Övgü Şiiri”ni yazmıştır. Osmanlıca yazılmış şiirin orijinali ve bugünkü Türkçemize çevirisi şöyledir:

                

            Divan.

            Der-sitâyiş-i Hazreti Mevlânâ

            (Mefâilün Feilâtün  Mefâilün Feilün)

 

            1- Medâr-ı  Şems-i Hüdâdır  cenâb-ı Mevlânâ

            Rumûz-ı  vahy-i  Hüdâ'dur  kitab-ı  Mevlânâ

 

            2- Misâl-i  fâsıla-i  ebruvân-ı yar eyler

            Güşâde-dilleri  fazl-ı  hitab-ı  Mevlâna

 

            3- Olursa  bâsıra-i  çarha  tûtiyâ  şâyân

            Misâl-i  kuhl-i  cevâhir  türâb-ı  Mevlânâ

 

            4- Makâm-ı  hıdmete  çün  ney miyân-beste  gerek

            Mürîd-i  hânkâh-ı   intisâb-ı  Mevlânâ

 

            5- Hemîşe  mâye-i  feyz-ü  fütühdur   Rûm'a

            Kudûm-i  pâk-i   hakîkat-nisâb-ı  Mevlânâ

 

            6- Dönerse  micmer-i   tennûreler   sema'ından

            Tenûr-i  mihri  yakar  sûzi  tâb-ı  Mevlânâ

 

            7- Gınâ-yı kalb ile  iksîre mâlik  eyler  anı

            O sâf-dil ki  ola  feyz-yâb-ı  Mevlânâ

 

            8- Hîdîv-i  kişver-i  ma'nâdur   olsa şâyeste

            Sefîr-i çarh ile yeksân kıbâb-ı  Mevlânâ

 

            Günümüz Türkçesi ile:

            1- Hz. Mevlânâ, Allah'ın güneşinin  yörüngesidir. Mevlânâ'nın  kitabı (Mesnevi) Allah'ın  vahyinin sembolüdür.

           

            2- Mevlânâ'nın   faziletli  sözü,  açık gönüllüleri  yarin  kaşlarının arası gibi yapar.

            3- Mevlânâ'nın  ayağının  toprağı, cevher sürmesi gibi  feleğin  gözüne  sürme olmaya  lâyıktır.

            4- Mevlânâ'ya  bağlanan  tekke  müritleri, ney gibi hizmete bel  bağlamalıdır.

            5- Mevlânâ'nın  hakikatinin  temiz  kudümü(*)  Anadolu'ya  her zaman feyiz ve fetih mayası olmuştur.

            (*) Kudüm, bir yere  ayak basma, ulaşma  anlamında olup, Mevlevi  tekkelerinde  çalınan bir musiki âletinin  adıdır.

            6- Tennure  buhurdanları dönerse, semainden, dönüşünden  Mevlânâ'nın  güçlü ateşi güneşin fırınını yakar.

            7- O temiz gönüllü kişi  Mevlânâ'dan  feyz alırsa, onu kalp zenginliğiyle  iksire sahip kılar.

            8- Mânâ ülkesinin padişahı olan Mevlânâ'nın kubbesi, feleğin tahtıyla aynı yükseklikte olsa uygundur.

 

İpek Yolu Dergisi

http://akademik.semazen.net/ sitesinden 23.11.2024 tarihinde yazdırılmıştır.