MESNEVİ'DEN OKUR NEYDEN ÇALARIZ
Bedrettin KELEŞTİMUR
Bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden bir aşk fırtınası kopar. Sanki deryalar yürür; ilim ve hikmet âbidesi Sultan Bahaeddin Veled ve aile efradı ile birlikte kutlu aylar süren bir kutlu yolculuktur bu!. O yolculukta Anadolu iklimini derinden etkileyen Hz. Mevlânâ da vardır. Bahaeddin Veled ve henüz çocuk yaştaki Hz. Mevlânâ ilk durağı bugünkü Elâzığ İlinin Karakoçan İlçesinin Okçular Beldesidir. Kaynaklar Hz. Mevlânâ'nın Okçular Beldesinde 3 ila 5 yıl arasında ikamet ettiğini yazarlar.
O yıllar burası Mengücekoğulları diyarıdır. Bahaeddin Veled ve evladı Hz.Mevlânâ'nın şüphesiz ki, Elazığ iklimine derin tesirleri olmuştur. Bugün Harput denilince ilk akıllara gelen; Ulemadır, Umeradır, bir ilim ve tefekkür merkezi olarak sürekli cazibesini korumasıdır. Ahi Evran'ın bıraktığı 'Ahilik' tahtının bir ayağı, Harput'ta; Ahi Musa Evran ile bilinir.Mevlânâ Halid-i Bağdadi Hazretlerinin bir büyük talebesi, büyük irşad Pîri Şeyh Ali Septî Hazretlerinin makamı Elazığ'ın Palu İlçesindedir. Onun talebesi 8. Kutup Samini Hazretlerinin makamı Paludadır. Nakşilik silsilesinin o halkasının büyük uleması ve velisi, halk arasında İmam Efendi olarak bilinen Osman Bedrettin Hazretlerinin makamı Harput'tadır.
Elazığ-Harput öyle deryalardan beslenmiştir ki, o deryaların bir kolu da Kafkaslara; Dağıstanlı Hoca'ya uzanır. Daha isimlerini sayamadığımız büyük velilerin, gazilerin, alp ve erenlerin Mekanıdır bu coğrafya!. Sürekli o Velilerin nefesleriyle yıkanmış, hayat bulmuştur. Hala o feyzin adımlarında yürüyen bir nesil var.
İşte, bu güzel insanların ikliminde Hz.Mevlânâ'yı da gören ve yaşayan ve halen bahsini ettiğimiz Okçular Beldesinde Hz. Mevlânâ'nın akrabalarının da bulunduğu bu güzel Vatan Coğrafyamız için kaleme aldığım bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum. Dünyayı güzel görür, güzel düşünür ve yorumlarsanız hayat ta güzelleşir, şüphesiz ki.
Mesneviden Okur, Neyden Çalarız
Taht şehri, baht şehri, gönül şehrine
Akan nehir içinde Karakoçan! ..
Gökte yıldız, ışık seli mihrine,
O mihre sancaktır, kucak açan! ..
Bu yurtta, Mevlânâ sorula dursun! ..
Yüreğini verir, Anadolu'ya
Ki, coğrafya şefkat, vatan soluya
Moğol, Haçlı gibi kopan doluya
Neyden ses verir; kandan yoğrula dursun! .
Sultan Bahaeddin Veled atası
Okçularsa, canlara can katası
Yurt olur gönüllere han kıtası
Üç yıl mahreminde aşkla gıdası
Çilesi dertlere sarıla dursun! ..
Mevlana'dır, vatanın aşk tapusu
Şems ile açılır gönül kapısı
Anadolu insanının yapısı
Özünde pişmeye varıla dursun! .
Bu yürek, kin ile dayanmaz zora! ..
İftira, tefrika, şirk silinmez kara
Şiddet kirdir, pastır, kapanmaz yara! ..
Yaramız, acımız savrula dursun! ..
Mesneviden okur, neyden çalarız
Aşk ile mey ile Hâyy'dan dolarız! ..
Can çıkar huydan, bedenden solarız! ..
Gül yağı çıramız yakıla dursun,
Ecel şerbetimiz içile dursun…
Tokat - Kümbet Dergisi