XX. YÜZYILIN BİRİNCİ YARISINDA KUZEY KAFKAS"TA
(İNGUŞETYA VE OSETYA"DA) SUFİLİK
Dr. Nadejda EMELYANOVA*
RUSÇA METİNDEN ÖZET
Kuzey Kafkasya"da sufi tarikatları XIX. yüzyılın 20"li yıllarında ortaya çıkar. Kuzey Kafkasya"nın doğusunda ve merkezinde ilk önce Nakşibendi tarikatı ile (ilk Şeyh Muhammed Yaragski olmuştur) daha sonra ise Kadiri tarikatı ile (Şeyh Kunta Hacı Keşiyev) tanışmışlar.
Nakşibendiliğe bağlılık Müridizm; Kâdiriliğe bağlılık ise Zikirizm olarak adlandırılmıştır. XIX. Yüzyılın ortalarında İmam Şamil tarafından kurulmuş imamlığın temeli Müridizm olmuştur. Kunta Hacı"nın talimi basit ve savaştan yorulmuş dağlılar için kolay ulaşılabilirdi. 1860 başında Kunta Hacı"nın devamcılarının sayısı 5.000"den fazlaydı. Rusya Çar rejimi bu tarikatlar arasında fark koymaksızın onları sürekli takip ediyordu.
1917 Ekim devriminden sonra Kuzey Kafkasya"da iç savaş başladı. Sufi tarikatları bu savaşta Bolşeviklerin tarafını tutuyorlardı. Bolşevikler de kendi başlıca düşmanlarına karşı savaşta ilk başlarda onları kullanmışlardı.
Kunta Hacı"nın en önde gelen devamcılarından biri Çeçenlerin Surhahi kasabasından olan Batal Hacı Belharojev idi. Kunta Hacı"nın ölümünden sonra Batal Şeyh olarak ilan edilmiştir. Batal Hacı cemaatin yönetiminde şeriat ve adet normlarına uyuyordu. Sovyet yönetimin ilk yıllarında Batal Hacı"nın ölümünden sonra cemaat yönetimi onun akrabalarına geçmiştir. 30"lu yıllara kadar tarikatlara karşı ciddi bir tedbir alınmamıştır. 1929 yılı 23 Şubat tarihinden itibaren devlet tarafından düzenli bir şekilde dini teşkilatlar üzerine saldırılar başlatılmıştır.
Kuzey Kafkasya"daki sufi tarikatları da takiplere maruz kalmıştır. Sufi cemaat yöneticileri özellikle takip ediliyorlardı. Şöyle ki, Batal Hacı"nın beş oğlu yargılanmış, hapsedilmiş; altıncı oğlu Kureyş on yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir. Kureyş"in oğulları da Sovyet karşıtı hareketleri için yargılanmış ve öldürülmüştür.
Tüm takiplere rağmen Batal Hacı cemaatinin sayısı çoktu. Örneğin 1950 yılların ortalarında sadece Surhohi kasabasında Batal Hacı"nın 400"den fazla müridi vardı ve Çeçen-İnguşetiya arazisinde böyle köylerin sayısı az değildi.
Sonraki yıllarda Sufilik varlığını gizli bir şekilde sürdürmüştür. Onların ibadetlerini yapabilecekleri özel binaları yoktu, dini ritüellerini yerine getirmek için evlerde toplanıyorlardı. Kâdiri tarikatının üyeleri toplandıkları evlerde yüksek sesle zikir yapıyorlardı. Bu da onların ciddi bir biçimde eleştirilmelerine yol açmıştır. Kunta Haci tarikatinin üyeleri, en ağır yıllarda bile evlilik meselelerinde şeriat normlarına uymalarıyla ayrılırlar.
Sufi tarikatında şeyh kültü şeriatın eski gelenekleri ve normları ile sıkı sıkıya bağlıdır.
*Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü
Rusya Dosyayı Bilgisayarınızda açmak için>>: